Eylül ayıydı, sokakta dolaşan Amerikalı genç sürüsüydük. 4'lü gruplar halinde sokak sokak geziyorduk. 16 kişiydik, taki o güne kadar. Pazartesiydi sıkıcı okul haftasının ilk günü, alarm çaldı ve bakıcı gelip hepimizi uyandırdı. "Kalkın tembeller, müdür bu halinizi görse size çok büyük ceza verir!."
Cazamız ise okulun bodrumunda 24 saat aç ve susuz kalmaktı, bunu hiç birimiz istemezdik. Hemen fırladık yataklarımızdan, saat sabahın 4'üydü, biz yetimhanede kaldığımız için hayata hazırlıyorlar'mış bizi güya, duyanda sanar ki dünya çok korkunç bir yer yaratık maratık falan, hayal gücümüzü bunlarla dolduruyorlardı. Bakıcı kapıya bastonuyla vurmaya başladı ve ilk zil çaldı, 4'lü gruplar halinde ayrılıp bütün işlerı yapıyorduk. Biz okula eğitim görmeye değil temizlik yapmaya gidiyorduk, burda yetim öğrenciler okuyamazdı yasaktı. Gün çok yorucu olsada geçmişti, yataklarımıza dönüp yattık bakıcı hepimizi uyudukmu diye kontrol etti. Fakat bilmediği bir şey vardı bu 16 kişi çok profesyonelce uyuma taklidi yapabiliyordu. Son bir bakış attı ve çıktı her zaman ki gibi demir kapıya 4 kilit vurdu, herkes kalktı ve içlerinden biri " yakut ne yapacağiz? Planı bu gece uygulayacakmıyız?"
"Evet, bu anahtarı almak kolay olmadı."
Odanın en köşesinde duran yatağı üstünde bir kapı var, tünel gibi bir şey, planımız ise ordab çıkıp yemek haneye inip ordaki arka kapıdan kaçmaktı. Döşekleri üst üste koyduk ve ilk ben çıktım. Zifiri karanlıktı minik bir el feneriyle etrafı görmeye çalışıyordum. " hey yakut neye bakıyorsun? Hadi hızlı ol! Bir dahaki kontrol süresine yarım saat kaldı." Biraz daha inceledim ve "tamam efsun. Herkes sıra sıra dikkatli bir şekilde arkamdan gelsin aman deyim ses çıkarmayın yakalanırsak bizi öldürürler!." Herkes sessizce bindi, emekleyerek gidiyorduk. Müdürün odasının tam üstündeydik. Bakıcıyla müdür bizi eleştiriyorlardı. "Ee söyle bakalım veronica kızlar kaytarıyorlarmı?"
"Efendim 1 dakika geç uyanıyorlar fakat ben onlara cezalarını veriyorum, hiç sıkıntı etmeyin." Onları dinlerken biraz fazla durdum ve arkadan fısıldayarak beni uyardılar, yavaşça geçmeye başladık sonunda yemek haneye vardık ve atladım fazla ses çıkmıştı şansımıza kimse duymamıştı ama herkes atlayınca bu kadar şanslı olmaya bilirdik bu yüzden masayı sürükledim ve yavaşça indiler. Nihayet kapıya ulaştık sessizce kapıyı açıp çıktık yangın merdivenlerinden yavaş yavaş indik ve duvardan atladık, sonunda başarmıştık ve tam birbirimizi sayıyorduk ki yetim hanenin sireni çaldı ve anons ettiler bizim yok olduğumuzu farketmişlerdi. Saate bakıp kontrol saatinin üstünden 2 dakika geçmişti. Hepimiz birden şu cümleyi kurduk " ah bakıcı tembelsin." Diyerek sokağın sonuna doğru koşmaya başladık.