4 gruba ayrılıp dağıldık eğer bir terslik olursa da yakalanırsak hepimiz birden yakalanmayalım diye, benim grubumda efsun, aynur ve fidan vardı. Nefes bile almadan koşmaya çalışıyorduk, diğer ekiplerle sınırda buluşacaktık, devriye araçlarıyla bizi arıyorlardı saat 12'den sonra dışarı çıkmak yasaktı ve çıkan olursa öldürülüyordu, şuanda saat 3'tü aceleyle bir yere saklanmamız gerekiyordu. Şansa eski kırık dökük bir ev gördüm, tam o sırada devriyenin sesini işittim ve o anki korku ve panikle arkadaşlarımı oraya sürükledim. Bu sokağı terk ettiklerinden emin olana kadar bu evden çıkamazdık. Saat 6 olmuştu orda sabahladık artık siren sesi duymuyorduk, etraf sessizdi insanlar dışarı çıkmaya başlamıştılar. Bizde aralarına karışıp yürüdük, bir çarşı vardı nerde çok insan toplanmışsa oraya girip çaktırmadan bir kaç parça eşya çaldık mecburduk, üstümüzü değiştirdik ve dier giysilerimizi çöpe attık, hızlı hızlı sınırdaki kapıya gittik dier 3 grup çoktan varmışlardı. Orda sınırdaki askerleri gözlemledik ne sıralar etrafa bakıyorlar hangi dakikalarda mola yapıyorlar hepsini not ettik ve havanın kararmasına yakın yine dağıldık, fazla uzak değildik hemen üst sokaklardaydık. Biz yine o yığıntı eve girdik ve saat 12 olmuştu büyük saat sesi gelmişti. Devriye yine sirenleri çalıştırıp bizi arıyordu, birden silah sesi geldi bağrışlar koptu. 2. Grup bulunmuştu saat 3'e kadar hep bağrışlar geldi bulunanların ellerini zincirleyip sokaklarda kırbaçlayarak gezdiriyorlardı. Canım yanıyordu onları öyle görünce ama yapacak birşeyim yoktu saat 5'ti tam etraf sakinledi derken yine bir bağrış koptu onların bulundukları binayı bomba ile patlatmışlardı. 2 grup kalmıştık tek duam onlarında bulunmamasıydı. Sabah oldu sınırda tekrardan buluştuk "bu gece saat tam 12'de burda olucaz, askerler kuralları bildiği için tam o saatte mola veriyorlar biz de arka barikat tan yurt dışına kaçıcaz sonrada başımızın çağresine bakıcaz, diğer tarafta çok mutlu olacağız orda böyle yasaklar yok ve dilediğimiz hayatı yaşıyacağız." diyerek gazladım onları hırs yaptık. Sınıra yakın durduk, saat tam 12 oldu koşmaya başladık arkada düşen oldu kaldırmaya çalışırken arkadan silahla ayağını vurdular, bırakmak zorunda kaldım zik zak yaparak koşmaya başladık, birimizi kafasından dierlerinide çeşitli yerlerinden silahla vurmaya başladılar, 3 kişi kalmıştık ve son anda yokuştan kayarak sınırı geçtik. 3'ümüzde arkamızı dönerek şu cümleyi kurduk: " sizin için yaşayacağız."
Aradan bir yıl geçti. Evimiz, işimiz ve eğitim alabileceğimiz bir özel öğretmenimiz vardı. Herşey çok güzeldi tıpkı hayalimizdeki gibi ve gökyüzüne bakarak ölen arkadaşlarımız için dua ettik. (Ve film bitti) "anne çok güzeldi bu film bir daha gelirmiyiz izlemeye?"
"Tabiki, ama şimdi çok geç olmadan evimize gidelim hadi."Okuyan herkes için teşekkürler bu bir hikâyeydi beğenirseniz böyle kısa ama güzel hikâyeler gelmeye devam edicek. Teşekkürler.