BÖLÜM 5 [Seyehat]

12 3 0
                                    

1 yıl evinde kaldı. Sonra Avusturalya'ya taşınmak için valizini hazırlamaya başladı. Valizini hazırlayıp bir vapura atlayıp yolculuğa başladı. Vapur fırtınayla Akdeniz'e sürüklenip battı. Bir tahta parçasına tutunup Türkiye'ye gelmiş. Çanakkale kıyılarına vurdu. İyiki yanındaki paraları dökülmemişti. Küçükken İstanbul diye bir şehri duymuştu. Belki orda yardım bulabilirdi. Bi otobüse binip. İstanbul'a doğru yola çıktı. Otobanda otobüsün simsiyah tekerleğinin çıkardığı ses nedense Jack'i rahatlatıyodu. İstanbul' a varmıştı nihayet. Orda Hamit diye biriyle tanıştı. Bu Hamit Kaynak'tı. Hamit ile Jack çok iyi arkadaş oldular. 1-2 yıl geçti Jack ona ajanlık sırrını söyledi. Hamit güvenilir biriydi. Siyah saçlı açık kahverengi gözlü akıllı biriydi. Jack Hamit'e güveneceğini biliyodu. Yaklaşık 2 ay kadar aynı evde kaldılar. Bir gün mektup geldi. Bu isimsiz birindendi. Mektupta şöyle yazıyodu:" Mia kaçırıldı ve eğer sen gelmezsen Mia ölür. Bunu bil."mektupta isim yazmıyodu. Jack Hamit'e bunu söyledi. Sürükleyici bir macra belkide onları bekliyodu yada ölüp petrole dönüşüp gidiceklerdi. Yeniden seyehat ettiler. Bu sefer doğru Kanda'ya. Yanlarında küçük birer tane silah vardı. Kapı aralıktı ikisi kapının birer yanına dayandılar. Birden içeri daldılar. Nedemse hiç kimse yoktu.
(Jack'in ağzından)
Gözlerimi eski bir evde açtım. Yanımda Hamit yoktu. Ama burası benim evim değildi. Evden çıkarken zincir beni çekti. Ayağımdan zincirle bir direğe bağlanmıştım. Silahımı almak için ceplerimi yokladım. Yok. Aman Tanrım şimdi ben ne yapacam. Ben şimdi ayvayı yedim. 2 kişi içeri girdi kapıyı açtı aralarını açtılar ve ortqlarından bir adam önüme geldi. Birden bir silah sesi duyuldu. Aman Tanrım yoksa yoksa Hamit vuruldu mu? Sinirlendim zincire asıldım. Ama nafile zincir sonuçta kırılmıyo. Boş çabalar işte. Konuşurken onları duydum caketli olan:
-Patron dediki bu paketi Japonya'ya getirin dedi.
Diğeri:
-O zaman götürelim. Yarın olduğunda beni siyah bir kamyonete bindirip yola çıktık. Yolda baskın oldu. Hamit bir kaç adamla baskın yapmıştı. Bir adamı kaçırdık diğerlerini öldürdük. Adamı konuşturmak için zorlarken adamın ağzından köpükler çıkarken öldü. Ben Hamit'e:
-Nasıl kurtuldun
-Bir silah sesi geldiğinde ben öbür adamı vurmuştum ve kaçtım. Enayiler zannettiki adam beni vurdu. Bana diğer 3 adam tanıdık gelmişti. Evet bunlar ajanlık zamanındaki pilotlar.
Hamit'in ağzından,
Jack'le tanışalı bu kadar macereya atılmamıştım. İstanbul'da tıkılıp kalmıştım ama şimdi ise Kanadadayım. Mia denen kızı merak ediyorum. Jack güvenilir biri.
(2 ay sonra)
Hala o kişileri arıyoruz. Jack bana:
-Gizli istihbarat adasına gitmeliyiz. (Bu arada söylemiş olayım çoktan 3 pilot gitti) bavullarımızı hazırlamaya başladık ne olur ne olmaz küçük silahlarımızı da aldık. Ertesi gün öğleni yola çıktık. Bir gemi kıiraladık. Sabaha adada olduk ama ada yağmalanmıştı. Silahlarımızı çıkarttık. Gizli kapıya gittik. Hep vurulmuş kişiler vardı yollarda. İçeri girdik etrafı soruştırduk kimse yoktu. Mektubun üzerindeki parmak izlerine baktık. Tek bir parmak izi bile yoktu. Zaten harfler bile stikerla yapıştırılmıştı. Bu kimse çok tehlikeli biriydi. Üzerindeki koku dikkatimi çekti. Bu pilotlardan birinin üstündeki el kremi kokusuna benziyodu. Aynı zamanda eskiden kız arkadaşımın el kremiydi. Bilgisayara ismini yazıp Japonyadaki en büyük bayisini araştırdım. Kumomoto'daymış. Bu istihbarat çok büyük olmalı. Belki Kanadayı bile ele geçirebilir belki de. Önce teçhizat aldık. Kiraldığımız gemiyle Kumomotoya yola çıktık. Kumomotaya vardık. Kremin mağzasına gittik. Jack bir ajan olduğu için polis rozeti vardı. O yüzden patronla görüşmemiz kolay oldu. Patron bizim yanımızda çok sıkılıyodu. Sanki duvarlar onun üstüne gidiyodu. Patronla konuşmaya başladık. Birden odanın camından ateş edildi. Adam elimizden kaçtı. Bilgisayardan alıcıları araştırdık. Bir sürü alıcı vardı. Demekki pilotlarla çalışıyolardı. Bir Japon bir Kanadalıya güvenmez. O yüzden başındaki kişi ya Kanda'ya gitti ya da Kanda'lı bir arkadaşı var. Bu yüzden de ya İngilizce ya da Fransızca bilmeli. İngilizce bir Japon bilebilir ama Fransızca biraz zor. Tek tek hepsini arayıp Jack Fransıca konuştu. Sadece biri buna cevap verdi. Satıcı kılığına girip sipariş götürdük.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GERÇEKLİĞİN GERÇEKLİĞİ BELKİDE GERÇEK DEĞİLDİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin