Ne olursa olsun bu şekilde bir muameleyi haketmemiştin. Yatağına geri döndün, battaniyenin altında göz yaşlarını akıtıp birlikte çektiğiniz fotoğraf ve videoları izledin. 'Tanrım ne kadar mutluymuşuz!' diye iç geçirdin. Ona mesaj atmamak için zor duruyordun, ancak kendini dizginlemen gerekiyordu. Changbin'in bahsettiği kızı düşündün, hani ona en büyük patlamayı yaşatan sürtüğü! Acaba Changbin o kızla, seninle olduğu gibi bir ilişkiye sahip olsaydı, onu da böyle ardında bırakıp umursamazca çekip gidebilir miydi? Ne eksik diye sordun kendine. 'Bana bunca zaman acı mışmıydı yani?' Başkalarının ona verebildiği neyi verememiştin? Evet yatakta biraz soğuktun, daha sıcak mı olmalıydın? Ama utangaç bir yapın vardı işte, maalesef ne kadar çekici ya da güzel olursan ol erkekler böyle miydi? Yatakta güzellik önemsiz miydi? Kafandan aynı anda belki milyonlarca şey geçiyordu.O kızdan bahsederken nasıl iç geçirdiğini tekrar tekrar düşündün, gözlerini kapattığın her saniye işte oradaydı! Senin için de hiç böyle hissetmiş miydi? 'Saçmalama!' Sen ona ne verebildin ki? Peki birbirine 'bağlı ipler' derken neyi kastetmişti? Hala bir şansınız olabilir miydi?' Dayanamıyordun. Hıçkırıklar ve iç çekişler arasında uykuya daldın...
***
Ertesi gün alarmın sesini geç duyduğun için okula geç kalmıştın. Lab dersin vardı ve ne yapacağını bilemez halde hazırlanıyordun. Bir anda dün gece yaşananlar aklına geldi ve bir anda durağanlaştın. Hayat şu an daha anlamsız gelmeye başlamıştı. 'Keşke unutsam' diye geçirdin içinden; 'keşke unutsam ve hayatıma daha mutlu devam edebilsem...'
Hazırlanıp evde çıktın ve okula gittin. Changbin'le aynı fakültedeydin ancak o senin iki dönem üzerindeydi. Lanet olsun bu onun alttan aldığı ders diye geçirdin içinden. Acaba laba gelmiş miydi? Okula girdiğinde soğuk duvarlar senin etkinle daha da soğumuştu sanki. Dersin bitmesini bekledin. Ara verildi, laba girdiğinde işte oradaydı. Köşede bacaklarını yayarak oturmuş telefonu elinde hızlıca bir şeyler yazıyordu. Öyle ki senin sınıfa girdiğini bile farketmemişti.
'Acaba hangi sürtüğe bu gece onu altında nasıl inletmek istediğini yazıyor?' Düşüncelere dalmışken koluna dolanan bir kol ile dünyaya döndün. En yakın arkadaşın güzeller güzeli Lisa'ydı. Lisa senin aksine çok extrovert biriydi, üstelik erkekleri parmağında oynatmanın ve onlarla dalga geçmenin uzmanı olarak da tanınırdı. Bin hiçbir zaman ona yanaşmamıştı çünkü sizin Lisa'yla çok iyi arkadaş olduğunuzu biliyordu. Bu kadar büyük bir adiliği o bile kendine yakıştırmamıştır belki, kim bilir?
"Bebeğim? Solgun görünüyorsun, neyin var?"
"Sana olanları anlatmak için sabırsızlanıyorum, ama ders bitince kafeteryaya gidelim orada konuşuruz."
Cümleni bitirmeden gözlerin Bin'e takılmıştı. Lisa dönüp bakışlarının odak noktasına baktı.
"Sanırım sorunun ne olduğu az çok anladım tatlım! Ama her neyse çözeceğiz, merak etme!"
Bu kıza bayılıyordun, bir insan hem nasıl bu kadar güzel ve aynı anda iyi kalpli olabilirdi ki? Gürültülü bir şekilde yerine oturdun, çantanı bıraktığın anda Bin sana baktı, bir anda göz göze geldiniz, anında bakışlarını kaçırdı ve aniden yerinden kalkıp çıkışa yöneldi. Lisa'ya sigara içmek için bahçeye inmek istediğini belirttin, o da seninle aynı fikirdeydi. Hemen bahçeye indiniz, bir süre saçma sapan dedikodular hakkında konuştunuz.
Nihayet dersler bitmişti, Lisa kafeteryeye giderken heyecanlandı ve oraya gidene kadar en 30 kişinin ona baktığına yemin edebilirdin.
Hemen bir masa bulup oturdunuz. Kahvelerinizi yudumlarken Lisa atladı, "Hadi bakalım sürtük sorun ne? Çabuk anlat! Bunun o Bin piçiyle ilgisi olduğunu anladım ama ayrıntıları bilmeliyim, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roommate
Fanfiction• Smut, angst ve komik partlar vardır. • Arkadaşınıza aşık olduğunuzu hayal edebilir miydiniz? Üstelik arkadaşınız sizi sadece yatak arkadaşı olarak görüyorsa?