𝘋𝘰 𝘺𝘰𝘶 𝘸𝘢𝘯𝘯𝘢 𝘣𝘦 𝘮𝘺 𝘣𝘥𝘴𝘮? 𝘛𝘢𝘦𝘬𝘰𝘰𝘬

giriş

[İlk defa bu tarz bir şey deniyorum, ufak tefek mantık hataları için şimdiden özür dilerim]

"İstemiyorum işte! Çocuk değilim artık, kendi kararlarımı verebilirim. BIRAK BENİ"

Çırpınmaya başladığımda omzumdan sertçe ittirerek kapıyı kapattı ve üzerindekileri çıkarmaya başladı, gözlerim yaşlarla dolmuş çıplak bedenim korkuyla titrerken dizlerimi kendime çektim.

"Çocuk değilmiş, bu yaşa kadar benim sayemde hayattaydın, minnet duy biraz Kook"

Yıllardır tanık olduğum iğrenç seneryoya bir kere daha şahit olmak üzereyken çıkarıp fırlattığı kıyafetlerimi üzerime tuttum, çenem korkuyla titrerken vücudumda dolanan elleri görmezden gelmek için büyük bir çaba sarf etmiş, en sonunda gözlerimi sıkıca kapatmıştım.

"Ukai, müşteri geldi"

İçeriden kalın bir ses duyulduğunda üzerimdeki eller çekilmiş, birkaç küfür eşliğinde odanın bir köşesinde tek başıma bırakılmıştım hızlıca burnumu çekip çıkarttığı kıyafetlerimi üzerime giydiğimde dış kapıdan giren adamı sessizce inceledim, üzerinde siyah uzun bir kaban, siyah deri eldivenler ve beyaz bir gömlek vardı.

Ezici bakışlar bir süre üzerimde gezindikten sonra Ukai'ye dönmüş elini uzatmıştı

"Geciktiğim için üzgünüm, bulmam biraz zor oldu"

Oh bu arada, ben Jeon Jungkook. 19 yaşıma yeni basmış talihsiz bir çocuğum, yaşadığım bu kasaba kadın ticareti, yasa dışı silah sanayi gibi pis şeylerle anılırken yaklaşık 8 sene önce ailemin borçları sebebiyle öldürüldüğünü bildiğimden beridir burada bir uyuşturucu baronuyla yaşıyorum.

Yani yaşamaya çalışıyorum

Ukai, müşterisine malları teslim etmek adına çalışma odasına girdiğinde yerde bağdaş kurarak parmaklarımla ritim tutmaya başladım, bir süre tuhaf bakışlara maruz kalmamla kafamı kaldırıp hafifçe gülümsedim.

"Gözlerinizi üzerimden çeker misiniz bayım? Yeterince pis göründüğümün farkındayım. İnsanları bu şekilde incitmeyin lütfen"

Kalın kaşları çatılırken masanın üzerinde duran peçeteyi sertçe yere ittirilmem sonucu kanayan dizlerime bastırdım ve birkaç ay önce arabada duyduğum şarkıyı mırıldanmaya başladım

And I watched you break
Like glass, you shatter
Said it's my mistake, I make things harder

Gözlerimi kısarak bir süre daha baktı bana. Ardından pişkin gülümsemesi ile asıl muhattabı karşısına dikildiğinde düz bir ifade ile süzdü onu.

"Eh, sorun değil. Maksat işimiz hallolsun." Kafasını aşağı yukarı sallayıp onayladım sakince.

"Tabii, haklısınız."

Ağzımı araladığım anda üzerime aldığım delici bakışlarla araladığım dudaklarım tekrar kapandı

"O halde, bu işi bir sonuca vardıralım."

Elini hızlıca cebime atmamın ardından çabucak çıkardı silahı. Tetiği çektiği vakit gözlerim büyümüştü.

"Artık yeni bir travmam var"

-

MERHABA MERHABA COK HEYECANLIYIM UMARİM HOSUNUZA GĞDER, BU KADARDI TSK