Güne herkes gibi alarmın o iğrenç sesiyle uyanmıyorum ben,ama çok isterdim.Aslında benim alarmım babamın bağırışları annemin acı dolu çığlıklarıydı.Her sabah olduğu gibi o sabahta alarmım çaldı.Lanet olsunki güneş bir kez daha doğdu benim için.Duymaktan nefret ettiğim annemin çığlıklarına
yine ben yetiştim.Aralarına girmeye,babama engel olmaya çalıştım her ne kadar olamayacağımı bilsemde.Annemin yüzüne bakınca babamdan bir kez daha nefret ettim.Babamdan korksamda annemi kurtarmak için bağırmaya başladım;
-Çek ellerini annemin üstünden yeter artık!
-Ne haliniz varsa görün,işe gidiyorum ben.
Her zaman yaptığını yaptı,verdiği yaralara aldırış etmeden kaçıp gitmek.Gider gitmez anneme döndüm;
-İyi misin?
-Alışığım ben boşver kızım.
-Alışıksın,ama keşke olmasan neden ayrılmıyorsun anne?Acı çekmek hoşuna mı gidiyor yada çektirmek mi demeliydim ha?
-Senin için masal.Her şeye senin için katlanıyorum.Babasız büyü istemiyorum.
- Dalgamı geçiyorsun sen?Beni yavaş yavaş öldürmekten başka bir işe yaramıyor haberin olsun.Ayrıca ben büyüdüm zaten anne,hemde babasız o adam babam falan değil o bu evrenin yüz karası sadece!
-Neyse hadi git odana hazırlan,okula geç kalacaksın.
Hiçbir şey demeden odama doğru yöneldim.Üstümü giyindim hızlıca.Bir an önce evden çıkmak istiyordum.Seri bir hamleyle çantamı alıp hemen çıktım.Ayakkabılarımın bağacıklarını bağlarken kafamda hep aynı ses yankılanıyordu,annem ve babamın sesleri olmuyordu,çıkmıyordu aklımdan.Delirecek gibiydim,içimdeki boşluk gün geçtikçe büyüyordu.kalp atışlarımı hissedemiyordum.
"hissedeceksin masal"diye geçirdim içimden.kendime gelmek için derin bir nefes alıp koşar adımlarla indim merdivenleri.Dışarı çıkar çıkmaz benim için ölü denizleri andıran gökyüzüne baktım güneş heryeri aydınlatıyordu ama o aydınlık sadece bana işlemiyordu galiba.Yavaş adımlarla yürümeye başladım,yolun sonu yokmuşçasına.Oldukça küçük adımlar atıyordum.Oysaki ders çoktan başlamıştı,birden telefonum çalmaya başladı elimi cebime atıp kim olduğuna dahi bakmadan hızlıca gelen çağrıyı cevapladım.
-Alo masal
Okuldan öğretmenim arıyordu
-Alo
-Okula gelmeyecek misin?
-Geliyorum hocam,kusura bakmayın geç kaldım.
-Masal yeter artık her gün aynı şey,uyarılarımızıda dikkate almıyorsun.Babanı arayacağım o sana dersini verir.
Hızlıca sonlandırdım aramayı.Nefes alamıyordum."o sana dersini verir"bilmediği şey babamın bana zaten her gün dersimi verdiğiydi.Babamı yine ve yine tanımamayı istedim o an.O benim babam değildi,o benim her gece defalarca göğüs kafesime saplanan bir gönül ağrısıydı.Zar zor bir kaç adım atıp kaldırıma çöktüm.Telefonum çalmaya başladı.Babam olduğunu anlamıştım gelen çağrıyı hemen reddettim.Avuçlarımla yüzümü kapatıp düşünmeye başladım...
"Ya kendi hikayeni yazacaksın,yada kendi mezarını kazacaksın masal"