SADECE KAÇ

10 0 1
                                    

-Kaçma, gel buraya !
Yine her zaman ki gibi kaçıyorum. Neden böyle söyledim biliyor musunuz, çünkü ben neredeyse gününün her saati ve dakikası kaçıyorum, bunun sebebi ise işimden dolayı, ben o her film de kötü karakter olan ve genellikle akşam izlediğiniz haberlerde birini öldürüp kaçan kişiyim.
Ben bir seri katilim. Ama o izlediğiniz filmlerden tek farklı olan şey ben başkalarına zarar veren insanları öldürüyorum. Şimdi diyeceksiniz ki bu bir neden sayılmaz, evet doğru bu insanları öldürmem için bir neden sayılmaz ama benim işim bu. Zaten benim hayatım ve işim her zaman iyi değildi ki. Ben sizin gibi öyle mutlu bir ailede dünyaya gelmedim. Siz 8 yaşında okula gidip okuldan eve geldikten sonra sokağa çıkıp arkadaşlarınızla oynarken ben hiçbir zaman  arkadaşlarımla oyun oynamadım. Ya da asla annemin bana bir kere bile destek çıktığını görmedim ama babam bana hep destek çıkardı ama o da bu dünyadan hemen göçüp gitti. Ben 10 yaşındayken babam öldü. Annem ise babam öldükten sonra beni terk etti. O yüzden çok şanslısınız eğer benim yaşadıklarımı yaşamadıysanız. Bu arada ben Ateş, 24 yaşındayım. Sizlerle tanıştığıma memnun oldum demeyeceğim çünkü bu söz hep bana saçma gelmiştir, tanımadığınız birisine niye memnun oldum dersiniz ki, ya o anda ondan memnun  olmadıysanız. Biliyorum bu bir nezaket göstergesidir ama ben yine de memnun oldum demeyi tanımadığım birine söylemeyi sevmediğim için size demeyeceğim.

Neyse konumuza geri dönelim şu an polislerden kaçmaya devam ediyorum ama ilk defa bu kadar inatçı bir polisle karşılaştım, iki saattir girmediğim ara sokak kalmadı ya. İşte şimdi hapı yuttuk, çıkmaz sokak.
-Sakın hareket etme, elindeki silahı yere bırak.
Elimdeki silahı yere bıraktığım anda arkama geçip ellerimi kelepçeledi. Bu adam baya işinde profesyonel galiba. Ben şu an ne kadar saçma bir şey düşünüyorum. Adam beni karakola götürecek şimdi. Bu adamdan hemen kurtulmam lazım. Adam şu an telefonla konuşuyor ve kollarımı sert bir şekilde tutmuyor. İşte şimdi tam kaçma zamanı. Adam telefonla konuşmaya devam ederken diz kapağına tekme attım ama hiçbir etkisi olmadı, adam üzerime gelmeye başlayınca kafa attım. Kafa attığım anda zaten yere düştü bende koşmaya başladım. Tam dediğim yerde siyah Range Rover arabamla beni bekleyen arkadaşım Mert vardı. Arabaya bindiğim gibi araba hareket etmeye başladı ve bir kurşun sesi geldi, arabanın arka camını parçaladı. Arkada oturduğum için bana gelen bir cam parçası boynumu sıyırıp geçmişti. Çok fazla derecede boynumdan kan akmaya başladı. Mert bana sesleniyordu.
- Sakın bayılayım, deme. Şimdi seni hastaneye götüreceğim...
Mert hala konuşmaya devam ederken benim gözlerim yavaş yavaş kararmaya başlamıştı sonrasında zaten her yer karanlık...

Gözlerimi açtığımda nerede olduğuma bakmaya çalışıyordum ama gözlerime çok ışık yansıyordu. Yavaş yavaş görmeye başlayınca bir hastane odasında olduğumu anladım. Dün arabaya bindikten sonra neler olduğunu tam olarak hatırlamıyordum. Neler olduğunu hatırlamaya çalışırken yanımda uyuya kalan Mert'i gördüm. Göz altları mosmor olmuştu. Yine her zaman ki gibi geçmişte yaşadığı tramvayı hatırlamış ve yine uyumamıştı. Ben Mert'e bakarken doktor içeri girdi.
- Nasıl oldunuz?
-Şimdi daha iyiyim.
-Ateş Bey dün boynunuzda sıyrık gibi gözükse de baya derin bir kesik vardı, buraya geldiğinizde çok kan kaybetmiştiniz. O yüzden size kan nakli yaptık.
-Kimin kanını verdiniz bana?
-Sizin arkadaşınız sizi buraya getirmişti. Sizin acil kana ihtiyacınız vardı, size arkadaşınızın kan grubu uymuyordu bizde arkadaşınız yerine başka birinden kan istemeye gidecektik ki bir adam gelip sizi tanıdığını ve sizinle aynı kan grubuna sahip olduğunu söyledi. Biz de hemen gelen kişiden aldığımız kanı size verdik. Normalde kan aldığımız kişinin bilgilerini de almamız gerekir. Ama gelen kişiye bunu dediğimiz anda reddetti ve kanı verip hastaneden ayrıldı.
-Bu adamın tipi nasıldı?
-Koyu kahverengi saçları ve ela gözleri vardı.
-Peki bu adam arkadaşımla hastaneden çıkmadan önce konuştu mu?
-Hayır, ben onların yanındayken konuştuklarını görmedim ama arkadaşınız adama öyle bir nefretle bakıyordu ki sanki konuşsa  ağzından ateş püskürecek gibiydi.
-....
-Dün beyin kanaması geçirme riskiniz vardı, şimdilik o risk çok düşük olduğu için sizi bugün taburcu edeceğiz. Şimdi hemşire gelip durumunuzu tekrar kontrol ettikten sonra çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sadece KaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin