....'den/'dan
"Sen kimsin bir ajan mı?"
-hiç kimseyim ben
"Demek hiçkimse ha. Neyse arayın şunun üzerini"
"Temiz!"
"Iyi geç ama gözüm üstünde tek yanlışın da acımam sıkarım"
Göreceğiz kim kimin yanlışın da kime sıkıyo. Cevap vermeden içeri girdim. Ortadaki deri sehpa masa ve biraz yanında duran kendisinden küçük 2 tahta masa başta beni pek ilgilendirmese de sonradan şüpheli gelmişti. Yanımda ki adama baktım. Etrafa bir göz attıktan sonra bana bakıp dışarı çıktı ve kapıyı kapattı.
Adamın dışarı çıkmasını fırsat bilerek masalara yöneldim tam büyük olan masanın kulpunu çekeceken yerde gördüğüm şey ile duraksadım. Bir not vardı. Elime alıp okumaya başladım.
"Fazla merak iyi değildir asker."
Yazıyordu. Sanırım ortaya çıkmıştı kimliğim. Masanin altinda ise 10 dk süresi olan bir bomba vardı ve masanin kulplarina misina ile bağlabmıştı. Eğer açsaydım şimdiye eşek cennetini boylardım. Bir an önce time ulaşmam lazımdı. Hızlıca kapıyı açmak için kapıya doğru ilerledim. Ama kilitliydi. Tabi ya kim ayaklı belanın kimliğini bilip birde kapısını açık koyar ki?
Kapıdan aradığım ümidi bulamayınca anında pencereye yöneldim. Camı açıp aşağıya baktım. Nerden bakılsa 2-3 metre yükseklikteydim. Ayağımı camın öte tarafina atıp hızlı ama dikkatli adımlarla aşağıya indim. Salak herifler gerçekten o odadan çıkamayacağımı mı sandılar. Yada herşey onların planina göre mi ilerliyor?
Görünürde kimse yoktu. Bir anda gelen mermi sesiyle kendimi hemen yanımda duran varilin arkasina siper ettim. İti an çomağı hazırla işte
Çok kişi oldukları her halikulardan anlasılıyordu ve varil daha fazla dayanamazdi. Etrafimda mevzi alabileceğim biryer ariyordum ki başka bir silah sesi duyuldu. Başımı hafif dışarı çıkararak sesin geldiği yöne baktım. Gelmişlerdi. Kılıç timi gelmişti. Yine tam zamanında..
.........
"Yaklaşıyor...yaklaştı...mevzi alın!"
"...dikkat et!"
Duyduğum son sesten sonra etraf kararmıştı. Sanki karanlık bir tabloda siyahların arasında kaybolmuştum.
"...uyan...yalvaririm cevap ver"
"Komutanım o..o şehit olmadı değil mi?"
"Bayram durumu ne?"
"Nefes almıyor Komutanım...acil hastaneye yetistirmemiz gerek yoksa kaybedebiliriz"
"Karargahla iletisime geçin hemen helikopter isteyin"
"Emredersiniz komutanim"
.......
Duyduğum sesler giderek azalıyordu. Sanırım yolun sonuna gelmiştim. Başlamadan bitmişti benim hikayem..
"Doktor bey durumu nasıl o iyi mi"
"Başınız sağolsun hastayı kaybettik"
Yazardan
Ve o yıkılası çığlık sesleri. Herşey başa sarmişti. Herkes adeta o güne dönmüştü. Şu an akıllarda ki tek soru "o gün" dü.
........
Yeni bir kitapla karsinizdayim :)
Umarim seversiniz
Ve aktifliğim x k düştü beğenirseniz kitabi yayar misiniz ? :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koma
Fanfiction"Ve o yıkılası çığlık sesleri. Herşey başa sarmişti. Herkes adeta o güne dönmüştü. Şu an akıllarda ki tek soru "o gün" dü. "