Süper model Jeon Jungkook bir defilede Ünlü moda tasarımcılarından olan Kim Taehyung ile karşılaşır; fakat bu karşılaşma sadece bir defile ile sınırlı kalmaz.
texting/düzyazı
seokjinnn: jimin postu senin attığını bu kadar belli etme bari ↪️ byjimin: sus😊
Daha fazla yorum görüntüle
@kth ve 8.829 kişi beğendi
[•••]
yg's phone
Instagram
Dm
kth: yoongi naber
yyungi: sanane kasar| ooo taehyung
kth: ooo yoongi
yyungi: mal amk| iyiyim bizimkilerle geziyorum senden naber
kth: bizimkiler derken
yyungi: jeongguk, benimki ve jin işte tanımıyo musun
kth: jeongguk mu| jeongguk şu super model olan çocuk
yyungi: ta kendisi:) dikkatini çekerse ayarlarım arkadaşım diye demiyorum çok yakışıklı seksi insan vücudunun 4/3'ü sudur bu çocuğun kas amk
kth: iyice saçmalamaya başladın sen yarın konuşuruz şimdi dışarı çıkıyorum
yyungi: tamamdır HAHAYT ENAYI|
[•••]
araba ile gezmemize rağmen hepimiz çok yorulmuştuk. öyle ki evime geldiğimiz an yoongi ve jin hyung bir köşede sızıp kalmıştı. jimin ile ben ise film izleyecektik. loş ışıkların altında büyük ve geniş mutfağımda mısır patlatıyordum.
mutfağım evimin en sevdiğim yerlerinden biri diyebilirdim. atmosferi her zaman çok hoşuma gidiyordu.
mısırları kaselere doldurduktan sonra salona doğru adımladım. jimin gülerek yoongi'nin telefonunda bir şeyler yapıyordu. ne olduğunu anlamadım ve yanına sırnaşıverdim.
"jimin ne yapıyorsun?"
konuşmamla beraber yerinden sıçramıştı.
"tanrı aşkına! ne yapıyor olabilirim Jeongguk seçtiğin filmi araştırıyordum." dedi bir hışımla.
"hiç ikna edici değil ama neyse." dedim umursamaz bir tavırla.
"jeongguk sorgulama."
"of tamam be."
oflamamla beraber kurnaz bir kahkaha attı ve ben de yol boyunca zar zor seçtiğimiz filmi açmaya koyuldum. araba kullandığı için benimle inatlaşmaya devam edememişti. bu da benim işime gelmişti.
ben aksiyon ve gerilim severken, jimin romantik filmlere bayılırdı. hatta birçok kez bu yüzden tartışmıştık. günün sonunda ise yoongi hyung bizi azarlayıp kendi istediğini açıyordu...
[•••]
filmi açmamın ardından ne kadar süre geçti bilmiyordum ama her yerim uyuşmuştu. televizyon hâlâ açıktı. yanımdakı jimin'e baktığımda ise o da sızıp kalmıştı. saate bakmak için yanımdaki telefona uzandım ve ağzım şokla aralandı.
saat gece 3 buçuk.
bu kadar geç'e kalmamam gerekiyordu. hele ki iki gün sonra büyük bir defilem olmasına rağmen.
yerimden kalkıp televizyonu kapadım. alarmımı sabah 6'ya kurdum. tek dileğim sabahın çabuk olmamasıydı. bu dileğim ile beraber kıvrıldığım koltukta uykuya daldım.
