—; aimer
8 Kasım, 1976
jisung ay ışığının vurduğu hayat dolu ve güzel gözlerini tuvaline çevirdi. paletindeki en güzel renklerden birini seçmek istedi. yıldızlara baktı, onları boyamak gelmedi içinden. onlar olduklari gibi guzeldi. "o"nu düşündü, istemsizce gülümsedi. nizamı dudağının kenarındaki kibar tebessum "o"nun içindi. sevdiği adam için..
onu çizmek istedi. yere, göğe, ağaçlara, çimenlere her yere onu çizmek istedi. nihayetinde ay'da karar kıldı. minho'nun rengine bürüdü fırçasını. merhametle bakan gözlerini çizdi önce, burnunu ekledi. öyle dikkatliydi ki nefesi bile sessizleşmişti. dudaklarini çizmekte zorlandı, zira maharet gerektirirdi o dudakları çizebilmek. hafif akşam rüzgarının tellerinin arasında gezindiği ve cennetvari kokusunu yaydığı o şelale saçlarını ekledi. çok sevdiği ve ezberlediği ince ayrıntıları ekledi. resmine baktı, tek bir eksik kalmıştı. kendisini minho'nun yanın eklemeye karar verdi. yalnız bırakmak istemedi sevgilisini.
fırçasını tekrar aldı, bu sefer kendi rengine boyadi. tam o esnada fırçası elinden düştü. fırçasındaki boya çimenleri jisung'un rengine boyadı. ensesinde soğuk bir nefes hissetti, bir ürperti. başını çeviremedi, hareket edemedi, kaçamadı.. sadece haykırdı. ay'a baktı, sevdiği adamın resmine seslendi. ama bulutlar kapattı ay'ı. onu minhosundan ayrı düşürmeye çalıştı. artık ne minho vardı görünürde, ne yaydığı en parlak ışık. bulutlar kapatmıştı. kara bulutlar. kıskanç bulutlar kapatmıştı.
jisung tüm vücudunun ağırlaştığını hissetti. karanlık onu dörtbir yanından yutarken sadece bir damla gözyaşı damladı yere, sıçrayan boyasına karıştı. çimenler yuttu gözyaşını..
yazdığı povu kullanıp hikaye olarak yazmama izin veren blackteararmy bunun için teşekkür ederim.
ve ayrıcabu prolog'u yazmama yardımcı olan lady luthien'ime de öyle 🥺🤍
umarım severek okursunuz ✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aimer | minsung
FantasyKehanete göre; eğer bu kasabadan iki oğlanın kalbi birbirine bağlanırsa küçük oğlanın kalbi lanetlenirdi. ve iblis bizi ayırdı sevgilim, belkide hiçbir zaman buluşamayıncaya denk.