Kısa, Anlamlı Öyküler

Hayatın Beş Lütfu

Hayatın Beş Lütfu
Mark Twain

Birinci bölüm

Sabahleyin iyi yürekli bir peri elinde bir sepetle geldi. "Hediyelerim var." dedi. "Birini al, diğerlerini bırak. Ve dikkatli ol, akıllıca seç; akıllıca seç olur mu? Çünkü içlerinden biri çok değerli."

Hediyeler şunlardı: Ün, Aşk, Zenginlik, Zevk, Ölüm.

Bir delikanlı hevesle "Düşünmeye gerek yok." deyip zevki seçti.

Dünyaya açıldı ve gençliğin peşinde olduğu zevkleri aramaya koyuldu. Ama her dönüşü daha da kısaydı ve hayal kırıklığı doluydu, elleri boş geliyordu ve evden her ayrıldığında onunla alay ediyorlardı. En sonunda "Boşa geçti yıllarım. Keşke yeniden seçebilseydim akıllıca bir seçim ya- pardım." dedi.

İkinci bölüm

Peri yeniden ortaya çıktı. "Geriye dört tane hediyem kaldı. Bir kez daha seç. Ve unutma, zaman uçup gidiyor ve sadece bir tanesi kıymetli." dedi. Adam uzun uzun düşündü, en sonunda aşkı seçti ve perinin nemlenen gözlerine dikkat etmedi.

Yıllar, yıllar sonra adam boş bir evde bir tabutun yanında oturuyordu. Ve sürekli kendi kendine, "Teker teker gittiler ve yalnız bıraktılar; işte sevdiğim ve en sonuncusu burada yatıyor. Yalnızlık üstüne yalnızlık geliyor, çünkü hain tüccar aşkın bana sattığı mutluluğun her bir ânını binlerce saatlik kederle ödedim. Onu kalbimin derin yerinden lanetliyorum." diye konuşuyordu.

Üçüncü bölüm

"Yeniden seç." dedi peri. "Yıllar sana bilgelik kazandırmış olmalı, öyle olmalı. Geriye üç hediye kaldı. Sadece biri değerli, unutma bunu ve dikkatlice seç." Adam uzun uzun düşündü, sonra ünü seçti ve peri iç çekerek  ayrıldı. Yıllar geçti ve peri yeniden gelip batan güneşe karşı düşünceler içinde tek başına oturan adamın arkasında durdu. Peri adamın ne düşündüğünü biliyordu. "Tüm dünya adımla doldu ve ismim herkesin dilindeydi. Bir benim için her şey çok güzeldi. Ama kadar kısa sürdü! Sonra kıskançlık, yerme, karalama, nefret ve yargısız infaz. Ve her şeyin sonu olan küçümsenme. En sonunda da ünün cenaze töreni olan acıma geldi. Ah, şöhretin acı yanı ve sefaleti! doruk noktasında çamur atılan, çürürken de önce küçümsenen, acınan bir şeymiş!"

Dördüncü bölüm

"Yeniden seç." dedi peri. "Geriye iki hediye kaldı. Boşa harcama. Başından beri değerli sadece bir tane vardı ve o hâlâ orada."

"Zenginlik, yani güç! Ne kadar da körmüşüm!" dedi adam. "En sonunda hayat yaşanmaya değer olacak. Har vurup harman savuracağım. Bu benimle alay edenler ve benden nefret edenler önümde çamurun içinde sürünecekler ve ben de onların kıskançlıklarıyla kalbimin açlığını doyuracağım. Tüm lükse, keyfe ve sahip olacağım ve bedenen tüm gereksinimlerimi karşılayacağım. Alacağım alacağım! hürmet, değer verme, el üstünde tutma hayata dair ne varsa her şeye sahip olacağım. Çok zaman kaybettim çok kötü seçimler yaptım ama artık zamanlar cahildim şimdi gözüme güzel görünen her şeyi alabilirim." Üç kısacık yıl geçti ve bir adam daracık bir tavan arasında tir tir titreyerek oturmuştu, bir deri bir kemikti ve gözleri çukura kaçmıştı, elbiseleri paçavraya dönmüştü ve elindeki kuru ekmeği kemirirken bir yandan mırıldanıyordu:

"Dünyanın tüm hediyelerine, alaycılarına ve yaldızlı yalanlarına olsun! Ve herkese de. Bunlar hediye değil, emanet verilen şeyler sadece. Zevk, aşk, ün, zenginlik; sonsuz hakikatler için sadece geçici kılıklar. Acı, keder, utanç, yoksulluk işte gerçek olan bunlar. Peri doğru söylüyordu; sepetinde sadece değerli olan, paha biçilemeyen tek bir hediye vardı. O paha biçilemez, o güzel ve tatlı ve nazik olanla, düşsüz gecelere ve sürekli uykuya sızan ve bedene işkence yapan acılarla ve yüreği ve zihni yiyip bitiren, utanç ve kederle beslenen şeyle kıyaslandığında diğerlerinden ne kadar zavallı, ucuz ve bayağı olduğunu gördüm. Bana onu getir! Çok yorgunum, dinlenmek istiyorum."

Beşinci bölüm

Peri, hediyelerin yeniden dördünü alıp geldi ama ölüm yoktu. "Onu bir ana kuzusuna, küçük bir çocuğa verdim. Bilmiyordu ama bana güvendi, onun yerine seçmemi istedi. Sen benden böyle bir şey istemedin." dedi.

"Ah, ben ne kadar sefil bir yaratığım! Bana ne kaldı peki?"

"Hak etmediğin bir şey değil: Yaşlılık."

Yazar: Mark Twain