HABİBİ

1.4K 52 187
                                    

Hi guys! Baştan okuyamadım ♡

Barış, set ekipmanları ile son bir kez daha ağız dolusu sohbet edip, fotoğraf çektirirken, Şevval üst katta Yasak Elma dizisinin 85-ci bölümünün EnKay'ın vedası, ayrılık sahnesinin çekimindeydi. Şöyle ki kadın, sevdiği adamla görüşmek , konuşmak için geldiği evde, adamdan geriye kalan sadece bir sayfalık mektupla karşılaşarak hayatının yıkımını yaşamıştı.  An itibariyle Şevval rol gereği ağlayarak, Enderin acınası durumunu seyircilere sergilemeliydi. Fakat bu ince kalpli duygusal kadın, hem sahnenin,hem de çok sevdiği set arkadaşının, partnerinin gidişinden etkilenerek göz yaşlarına hakim olamamış ve sahne çekildikten sonra bile, ağlamaya devam etmişti.

Barış, kameramanın aşağıya indiği an, ışık yönetmenine bakarak söylediği  "abi Şevi hâlâ ağlıyor." lafıyla ilk önce şaşırsa da, kadının yumuşak kalbini hatırlayınca sol elini beline koyarak, sağ elini yüzünü sıvazlamak için kullandı. Ardından derin bir nefes alıp, elindeki spor çantasını kanepeye bırakarak kadının olduğu kata doğru yürümeye başladı. Adımlarını hızlandırarak içindeki hayal kırıklığı ve heyecanı bastırmaya çalıştı. Hâlâ aynı ikili koltukta oturarak,hıçkıra-hıçkıra ağlayan ve ara sıra elindeki mendili gözlerinin altını silmek için kullanan kadına, öylece baka kaldı.

Kadın,  giymiş olduğu mini elbiseden dolayı göz önünde duran bacaklarını hafifçe kenara eğerek oturmuş ve ardına yaslanmıştı. Makyajı akarak gözlerinin altını siyaha boyamış ve mavi gözlerinin şişerek kızarması gecikmemişti.

Barış daha fazla susmayarak , yüksek bir sesle "Gel buraya!" diyerek, seri adımlarla kendisini şaşırmış bir halde, daha yeni fark eden kadına doğru adımladı.

Şevval burnunu derinden çekerek mendille sildiği gibi , ağır adımlarla  ayağa kalktı ve sakin bir şekilde "Barış?"diye seslendi.

Barış ise anın büyüsüyle kadına sıkıca sarıldı. Kadından almış olduğu karşılıkla, sol eli hâlâ sırtındayken, sağ elini kadının sağ omuzundan sallanan  saçlarını okşamak için kullandı. Derin derin nefes alarak, heyecanını düzenlemeye, içinde yaranan isteği bastırmaya çalıştı.

"Sahne sadece...ne var ki burada bu kadar üzülecek. "

Dili farklı şeyler söylese bile adamın, kalbinde çok küçük bir umut ışığı vardı aslında, kadının farklı bir nedenden dolayı ağladığı yönünde.

"Biliyorum...ama...ama...bitti ama..." hafifçe burnunu çekerek söyledi kadın. Ne söylediğinin gayet iyi farkındaydı fakat adamın anlamadığını umuyordu.

"Şşş...geçti..."

Azacık düşündükten sonra adam, yanlarına şaşkın bakışları eşliğinde yaklaşan kostüm asistanını fark edince, hafifçe geri çekilerek kadının gözlerine bakmaya çalıştı.

"Hem gün daha bitmiş sayılmaz ki..."

"Nasıl yani?"

Hafifçe burnunu çekerek sordu Şevval. Omuzlarında adamın ellerini hissetmek içini hoşnutluk hissiyle doldurmuştu.

"Bu günü değerlendirelim. Hmm?"

Kaşlarını çatarak kendine sorulan sorunu kavramaya çalıştığında kadın, yanında beliren kostüm asistanıyla daha fazla zaman kaybetmeden kafasını bir aşağı bir yukarı yelledi.

"T..tamam."

"Güzel. O zaman çabuk ol!"

Şevval, adamın gülümseyen yüzü ve heyecanlı gözlerine bakarak, derin bir iç çekti ve elbisesini değiştirmek için bulunduğu mekandan ayrıldı. Üzerini değiştirip, saçını toka yardımıyla  küçük bir atkuyruğu haline getirdikten sonra çantasını sırtına aldığı gibi, Eda da dahil olmakla herkesle vedalaşarak dışarı çıktı ve Barışı aramaya başladı.

ONE DAY STAND / ONE SHOTS (ŞevBar) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin