Çoğu insan gibi ben de üzücü bir çocukluk geçirdim. Bu günlerde kim geçirmiyor ki? Babam beni doğumumdan önce terk ettiği için beni doğurduğu andan itibaren uyuşturucu kullanan bir anneyle büyümek zorundaydım. Hayatımın ilk beş yılını uyuşturucuya kaplanmış bir havada geçirdim. Dumanlı hava evin her yerini kaplamış; kimi zaman kapımın altından bile giriyordu.Annem kötü biri değildi. Sadece bağımlılıklarının kurbanıydı. Parası olduğunda eve yemek getirir hatta bana Goodwill'den kıyafetler alırdı. Odamdaki eşyalar; bazalı yatağım ve küçük mavili ve beyazlı oyuncak kutumdan ibaretti. Onlar da doğum günlerimde gelenlerdi; bir resim kiti, kırmızı bir vagon ve son olarak biriciğim, Gitsby adındaki oyuncak bebeğimdi. Beraber hayali çay partileri yapar, berabe uyur, duş alırdık. Bazen benimle konuştuğunu hatırlıyorum. Bir de yetişkinlik çağımda Gitsby'i düşününce ne kadar travmatik bir çocukluk yaşadığımı anlıyorum aslında. Evdeki dumanlı havadan dolayı bazı zamanlarda uçtuğum kendimden geçtiğim oluyordu; anılarımın çoğu gerçek olamayacak kadar da absürttü.