Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu bile idrak edemeyecek durumdaydım. Yerde yüz üstü yatıyordum, bütün vücudum ağrıdan uyuşmuştu. O kadar rahat olmalıyım ki yerden kalkıp yumuşacık yatağıma bile geçme zahmeti göstermemişim. Ciddi ciddi durumumu sorgulamaya başladım dünden beri hayatım tuhaflaşmaya başladı. Hepsi onun suçu, belki biraz da benim suçum. Yavaşça yerden kalkıp mutfak sandalyesine oturdum. Üşüyordum, üzeri lekelenmiş kıyafetlerimi çıkarttım, sihirle dolabımdan yeni kıyafetler alıp üzerime geçirdim. Geniş bir kazaktan iyisini bulamazdım şu an. Sandalyede oturmaya devam ederken aklımdan onu geçiriyordum. Bana zarar verecek miydi? Emin değildim. Belki de başka bir kasabaya taşınmalıyım. Ama bana zarar verecekmiş gibi bir hisse kapılmıyordum. Yeniden karşılaştığımızda konuşmaya karar verdim. Şimdilik evimde bekleyip küçük çaplı bir araştırma yapmayalım, eminim Jeff bir şeylerden haberdardır. Jeff kim diye sorarsanız uzun zaman önce tanıştığım melez bir cadı. Babası ve annesi ünlü şifacılar olarak yakın bir kasabada yaşıyorlar. Jeff ile bu sıralar pek konuşamasak da hala arkadaşlığımız devam ediyor. Kendisi çok yetenekli ve ciddi bir insandır. Eskiden neşeli ve mutlu bir çocuk olduğunu anlatırdı annesi, bir gün Jeff ve kız kardeşi Sera kasabadaki parkta oynarken çok şiddetli bir fırtına çıkmış. Yağmur damlaları insanların canını acıtacak derecede sert düşüyormuş. Rüzgardan insanlar ayakta zor dururken birden bir grup upir ortaya çıkmış. Parktaki bütün çocuklar panikle kaçışmaya başlamışlar. Belli bir yaşa kadar büyü yeteneğini kazanamayan çocuklar kendilerini koruyamadıkları için upirler tarafından kolay hedef olarak görülürler. O gün orada kötü bir katliam yaşandı. Çocukların hepsi hayatını kaybetti. İçlerinde Sera da vardı. Peki ya Jeff? Evet o gün Jeff de oradaydı ancak upir çetesinin lideri onu kaba kuvvet kullanarak etkisiz hale getirdi. Jeff güçlerini kullanmaya başlayalı 2 yıl olmuştu. Telepati ile ailesinden yardım istedi, kasabadaki cadılar beş dakika sonra oraya gelip upirleri hapsedecek bir büyü yapmaya başladılar. Ancak aralarından birisi Jeff'i ısırıp kaçmıştı. Jeff'in bu ısırıkla hastalanıp ölmesi gerekiyordu ancak bir mucize olmuştu. Yarı cadı ve yarı upir olarak hayatta kaldı. Kendisine bunu yapan kişiyi bulup kardeşinin intikamını almaya yemin etti. Upir'den geriye tek hatırladığı şey siyah uzun saçlarıydı. Siyah. Uzun. Saç? Yine o hisse kapıldım, o gece gördüğüm upir ve katliamda yer alan kişi o olabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Upir
FantasyKarşımda dizlerinin üzerinde oturmaya devam etti. Aramızdaki sessizlik devam ediyordu. İsmimi söylemek istedim, vereceği tepkiyi merak ediyordum. Tereddütsüz bir şekilde düz bir sesle ben Lily dedim. Yüzüne bir gülümseme yayıldı, çok güzel görünüyor...