Enstantane

2 0 0
                                    


Şimdi ne yapacaktı acaba? Neden tekrardan üniversite sınavına girmişti ki? Zaten ülkesinde bulunan en iyi üniversitelerden birinden yeni mezun olmamış mıydı? Mezun oldum da ne oldu? Sanki işim hazır ya da en azından staj yapabileceği bir yer mi var? Hem var olsa da ne yapacağım ki bankacı mı olacağım? Hah! Ben ve veznecilik ne kadar uyumluyuz.(!) Sabahtan akşama kadar koltuğunda oturup, önünde ki ekranın günde üç vakit her açılış ve kapanış sırasında sistemi açabilmesini beklemek, 70 yaşında dişleri olmayan ve sağır olan bir dedenin hayırlı(!) torununun ondan önce davranıp emekli maaşını çektiğini anlatmak. Karısından habersiz, borçlarını kapatmak için çektiği kredinin ödemesi geldiği zaman adamın mahcup, acılı, kederli ama en önemlisi isyan dolu yüzünü görerek karısının sessiz gözyaşları içinde ağlaması ve beyine belli etmemek için yüzünü örtüsüyle örtüp aynı zamanda o örtü ile gözyaşlarını silmesini umursamadan, onun bileziklerini borca sayan biri olmak benim zaten bu hayata geliş amacım olmalı. Kırklı yaşlara geldiğimde bel fıtığı olmamak için sandalyeme ortopedik sırt dayanağı almak, gözlerimin bozulmasını telafi edebilmek için normal bir insanın yetmişlerinde takacağı gözlüğü kırklarımda iken takmak, ofis içinde ki gizli gerilimi her gün tatmak, başka insanları tatmin etmeden öteye geçemeyen bir hayat yaşamak, çocuklarımın eğitim kalitesini daha evlenmeden hatta eş adayım bile yokken düşünüp en iyi mahalle ortamının bulunduğu muhitin en geniş bahçeli evi için ev kredisi çekip evi almak ve üstüne yetmezmiş gibi evlenmeden önce en azından orta lüks segment bir arabaya sahip olup, askerliğimi bitirmiş olmam. Evlenip çocuklarım olduğunda onların ve evliliğimin ruhani sağılığını düşünmeden sadece maddi ihtiyaçlarını tatmin etmek için fazladan mesaiye kalacağımdan dolayı çocuklarım büyüdükleri zaman beni sevdiğini belli etmeyen, sadece çalışan, bir fedakârlık yapmamış, evden uzaklaşmak için çalışmış, ruhsuz bir insan olarak tanıması, eşimin onun ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmamı aşkımızın bitmesi olarak değerlendirip mutsuz bir alkoliğe dönüşmesi, emekliliğimden sonra sadece Pazar günleri evde olmama alışık olduğundan evde oluşumu özgürlüğünün kısıtlanması olarak algılaması, yemek öğünlerinin belli bir düzene girmesi gibi sebeplerden bana artık tahammül edemeyip boşaması ve yakışıklı, kaslı, uzun, esmer, yeni üniversite mezunu olgun kadın aşkıyla yanıp tutuşan sevgilisi ile ödediğim nafakayı yemesi. Eğer mezun olduğum bölümle ilgili meslek ya da meslek gruplarını tercih edersem geleceğim aşağı yukarı böyle olacak. Bu meslekleri yapan herkes benimle aynı kaderi paylaşacak diye bir şart yok tabi ki de. Kimileri benim insanın zehirlediğini düşündüğüm, yavaş yavaş içten içe çürüten sadece mükemmel şeklin değer gördüğü, maneviyatın yok sayıldığı (bu dünyada maneviyatın değeri de paradır. Geçenlerde bir bankanın -şimdi adını verirsem tazminat davası, hakaret davası açılır bir de bunlarla uğraşamam- bölge müdürü hakkında olan ve doktor raporu ile çocukların tecavüze uğradığı kesinleşmesine ayriyeten çocukların sözlü ifadeleri ve pedagoglar eşliğinde çizdikleri resimlerine rağmen yeğenlerine tecavüz eden bölge müdürü artık hangi siyasi, ekonomik bağlarla ya da çıkarlarla bilinmez namusuyla(!) mahkemeden aklanarak çıktı. Aradan geçen bir aylık süreçte yaptığı her şube ziyaretinde banka çalışanı olan anneler ve babalar tarafından el pençe divan karşılanıp hakkında ki iftiralardan aklanması kutlandı ve sırtı sıvazlandı), çalışanlarının yüzde sekseninin ya yaratılış gereği ya da zamanla (çünkü uyum sağlamazlarsa içlerinde bir yerde ölene dek kuytu köşede saklanmış bile olsa her fırsatta sesini duyurmaya çalışan insanın yardım çığlıkları er ya da geç sağır edecek ama daha da önemlisi sinir bozucu ve dünyayı algılanamaz hale getireceğinden, bilerek bu isyan kabiliyetlerinin zaman içinde kendilerinde olan boşlukları çeşitli imgelerle doldurarak sesin onlara ulaşabileceği her yolunu kapatmayı öğrenirler) fabrikasyon bireylere dönüştüğü ortam olarak nitelendirdiğim ofis ortamı kimileri için cennetten gelme, insanlık tarihi boyunca erişebileceğimiz en yüksek topluma, toplumsal değerlere, hayat şartlarına erişebilmemizin temel taşları olarak nitelendirip hayatlarını merkezine koyarlar ve samimi(!) arkadaşlıklar kurarlar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 16, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EnstantaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin