Kardeşlerim dizisi biteli beş sene olmuştu, Bu süreçte onur ve yazgı İletişimlerini kesmiştiler çünkü Yazgı'nın annesi buna izin vermemişti yazgı bu durumdan dolayı annesinden uzaklaşıp babasıyla beraber yaşamaya başlamıştı, İstanbul'dan taşınıp İzmir'e yerleşmişti yazgı artık 21 yaşında kararlarını kendi veriyor, Onur ise artık 26 yaşında, ikisi birbirlerinden habersiz bir Reklam seti için Antalya'yla gelmişlerdi.
Yazgı sabah saat 6:00'da uyanıp kendini hazırladıktan sonra babasında vedalaşıp otele doğru Yol almaya başlamıştı, yazgı beş senedir babasıyla beraber yaşıyor ve bu durumdan da çok memnundu annesi önceden hayatına çok karıştığı için annesiyle artık çok az konuşuyordu ve hiç muhatap olmuyor,
Daha bir kaç gün önce Instagram'dan Astor fan kitlesinden yine birkaç edit görmüştü.
Bu editleri gördükçe kardeşlerim setini özlüyordu ve tabii ki onuru da kim ne derse desin onlar birbirlerini Çok iyi tanıyordu ve iyi anlaşıyorlardı fakat aralarındaki yaş farkı yüzünden bu o kadar pozitif karşılanmıyordu.
Saat 13'da uçağı vardı şimdi ise saat 9:00 yazdı havalimanında kahve içip yemek yiyordu ve Instagram'da trendleri takip ediyordu.Onur saat 6:00'de uyanıp hemen üstünü giyinip duşunu alıp kahvaltısını yapıp arabasına bindi ve havalimanına doğru yol almıştı, Kardeşlerimin setinden Recep ile iyi arkadaş olmuşlardı onu ile birkaç gün önceden eski kardeşlerim setinden üzeri konuşmuştuk, nedense beş sene geçtiği halde oradaki atmosferi oradaki oyuncuları arkadaşlarımı bir de onu çok özlüyordum merakta ediyordum acaba şimdi ne yapıyor annesiyle halen daha kavgalı mı yoksa barıştılar mı hala İstanbul'da yaşıyor mudur acaba aklından deli deli Sorular geçiyordu. Acaba Antalya'da yapılacak reklam çekimindeki kişi ile yanlışı verecek mi iyi bir proje çıkacak mı onu düşünerek Zaman uçup gitmişti havalimanına varmıştı şimdi ise saat 10:00 du saat 13:00'te uçağı kalkıyordu o sırada Instagram'da dolaşırken Recep'in yazdığını gördü. Onunla telefonda konuştuktan sonra zamanın geçtiğini fark etmedim artık zaman o kadar geçmişti ki insanları uçağı alıyorlardı artık.
Onur telefonunda Son 10:15 dakkasını geçirirken bir fotoğraf gördü yazgı ile Bir tane selfi.Tam uçakdayken onurun yanındaki oturan çocuk birden onura dönüp.
Çoçuk: AA anne bak Doruk diye bağırmıştı
Bu çoçuğun annesi oğlunu hemen susturdu
Onur ıse buna karşı gülerek karşılık verdi
Onur:Sorun yok abla, evet küçük bey ben Onur Seyit yaranım, yada senin dediğin gibi Doruk atakulum,
küçük.Der ve yanağından bir makas alır
Onur: Fotoğraf çekinelim mi ?
Çoçuk: evet evet lütfen Onur abi
Onur: tamamdır küçük, gel bakalım.
Çoçuk onura oradan soru sorduki Onur onu durdurmak sorunda kaldı.
Onur: tamam delikanlı bir sakın, sor bakalım yavaş yavaş,
Çoçuk: şeyyy siz daha Asiye ablayla beraber misiniz daha ? Çok güzelsiniz ikiniz
Onurun yüzü biraz düşmüştü dalar belli etmemek için hemen gülümsedi.
Onur: hayır küçük, maalesef.
Çoçuk: üzüldüm.
Onur: bende
O sırada çoçuğun Annesi arata girmişti.
Hadi oğlum Onur abini rahat bırak biraz dinlensin.Bit kaç saat sonra uçak Antalya'ya varmıştı
Onur ve yazdım birbirlerinden bağımsız aynı otellere gidiyorlardı.
Resepsiyonda ilk onur geldi sonra bir kaç kişi geçtikten sonra yazgı da anahtarını alıp odasına doğru yol almaya başladı otel kapı numaraları aynı katdaydı fakat onurun kapı numarası 128'de Yazgı'nın da 131.
1 saat sonra onur bey yazdı odalarına yerleşmiştir çünkü bir haftalığına o otellerde kalacaklardı.Yazgı tam yatacaktı fakat o an kapısı tıklamıştı
Yazgı kim o diye bağırsada cevap gelmediği için yataktan kalkıp kapıya doğru gidiyordu.
Evet merhaba yeni bir hikaye ve uzun zaman sonra yine geri geldim inşallah beğenirsiniz ve devamı gelir siz beğenirsiniz ben hikayeyi devam yazarım fakat beğenmezseniz onu da yazın belki değiştiririm belki de hikaye komple silerim yazmayı özlemişim ilerki bölümler daha uzun olacak inşallah
İyi okumalar👀

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yillar Sonra OnYaz
DiversosYıllar sonra onur ve yazgı birbirlerini bir Reklam çekiminde yeniden görüşürler. Onur: ben çok özür dilerim yazgı... benim yüzümden sen annen ile kavgalısın. Yazgı: Onur bu senın suçun değil, öyle olması gerekiyordu.... Onur: başlayalımı ? Yazgı...