C17

204 21 11
                                    

Harry Arthur amcanın bardaki tuvaletleri neden bu kadar uzağa koyduğunu düşünürken hali hazırda dönmekte olan başıyla düzgün adımlar atmaya çalışıyordu. Aslında o kadar fazla içtiğini düşünmüyordu ama nedense son içkisinin üzerine dans etmek başını döndürmüştü. Draco ve Blaise'in içine kapanık oturmaları onu bir hayli üzmüş ve dans ederlerse biraz olsun keyifleneceklerini düşünmüştü ama kızıl arkadaşı hiç beklemediği bir şey yapmış ve onu anında dansa kaldırmıştı. Daha sonra ise sarışını kalkarken görmüş sonucundaysa peşine takılmıştı. O bu organizasyonu yaparken çılgınlar gibi eğleneceklerini düşünmüştü ve sarışının tam aksine susup öylece oturmasının nedenini kesinlikle öğrenmeliydi. Kuzgun zorlu yolculuğun ardından tuvaletin kapısına ulaştığında kapının açılması için duvardaki sensöre dokunurken Arthur amcanın okulun kapılarını neden böyle yapmadığını sorguluyordu. Kapıların kendisini görmeyip kısalığını yüzüne vurmasından nefret ediyordu da!

"Harry?"

Kuzgun adını duyar duymaz daldığı düşünce aleminden çıkmış ve kendisine seslenen sarışına dönmüştü. Lavaboların önünde ellerini mermere yaslamış, yana çevirdiği başıyla öylece kendisine bakan sarışına odaklanmıştı. Draco ise kendisine yumuşacık bakan yeşillerle gülümsemiş ve onun bu sarhoş hallerinin tatlılığını görmezden gelmeye çalışmıştı.

"Harry?"

"Efendim?"

"Ne yapıyorsun orada?"

Harry sarışının sorduğu sorunun saçmalığını düşünürken çatılan kaşlarına engel olamamıştı. Tuvalete ne için gelinirdi tanrı aşkına? Tabii ki de Draco için..

"Neden ben tuvalete gelemez miyim? Harry Potter işemesin mi?"

Draco duyduğu şeyler üzerine dişlerini gösteren gülümsemesine engel olamamıştı.

"Yok işesin, işesin de bunun için sanki elini sensörden çekip içeriye girmen lazım gibi.."

Harry hala daha havada olan eliyle bakışıp aydınlanırken içeriye adımlamış ve elini sonunda sensörden çekmişti. Kapı anında kapanırken sarışın ellerini yasladığı mermerden doğrulmuş ve kuzguna dönmüştü. Harry ise işemekten çok sorularına cevap aradığından sarışına doğru adımlamıştı.

"Neden moralin bozuk?"

"Neden bu kadar içtin?"

"Buraya içip dağıtmaya geldik çünkü."

Sarışın aldığı cevap üzerine derin bir iç çekmişti. Dağıtmanın şirinine bu kadar yakışacağını bilse kabul eder miydi hiç bu bar buluşması..

"Şimdi sen cevapla neden moralin bozuk?"

"Sadece fazla müzik başımı ağrıttı."

"Buna inanmamı mı bekliyorsun Draco Malfoy?"

Harry ilk gün ki gibi kendisine atarlı giderli konuşan kuzgun karşısında gülümserken kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Neden yalan söyleyeyim?"

"Neden söylemeyesin? Hem sence moralinin bozuk olduğunu anlayamayacak kadar aptal mıyım?"

"Tabii ki de hayır, hatta aptal olan benim."

"Neden kendine aptal diyorsun şimdi?"

"Öylesine.. İşemeyeceksen gidelim mi diğerleri bizi bekliyordur?"

Harry geçiştirildiği yetmezmiş gibi yanından geçip gitmeye çalışan sarışını kolundan tutup eski yerine geri iterken sarhoşluğun verdiği patavatsızlıkla işaret parmağını sarışının göğsüne koymuştu. Hani şu kendisini kurtarırken ellediği kaslı göğsüne..

Cliche LovesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin