Kesinlikle taehyung'un en sevdiği görüntüler şu an gözlerinin önündeydi.
Seokjin karşısında siyah tişörtü terden ıslanmış bir şekilde, kendinden geçmişcesine dans ederken, onu izlemek harikaydı.
Ellerini dizlerine koydu ve yavaşça baygın gözlerini seokjin'in geniş sırtına çıkardı. Kasılan kürek kemikleri, geniş omuzları ve beyaz boynundan tişörtüne akan boncuk boncuk terler, taehyung'un gözlerinin yavaşça kapanmasına neden olmuştu. Geçmişte de aynı böyle izlerdi ve ona olan duyguları, yavaş yavaş onu boğardı.
Seokjin'in sürekli kendisine olan yakın tavrı, dokunuşları da eskiden onu mutlu ediyordu. Bir arkadaştan fazlası değildi onun için ama yine de yakın olmak hoşuna gidiyordu. Zaten ondan uzaklaşmasının imkanı dahi yoktu. Biriyle flörtleştiğinde, saçma bir şekilde konuştuğunda, beğendiği ünlü kadınlardan bahsettiğinde, içten içe kendi kendine küserdi ona.
Tabii bu sadece seokjin ona sırnaşana kadar sürerdi. Sonra bir şekilde kendi kendine affederdi. Tabii bunların hepsi eskide kalmıştı. O bunları düşünürken yanağından alınan makasla gözlerini seokjin'e çevirdi. Kendisine sırıtarak bakıyor, koreografiyi iyi ezberlediği için mutluydu. "Ee yavrum baya iyi dans ediyor muyum?" Taehyung onun bu haline güldü.
Onun kendisine bu tarz hitaplar etmesinden deli gibi etkileniyordu. "Her zaman çok iyisin." Sakin sesiyle beraber, seokjin onun yanına oturdu ve tişörtünü çıkartıp, taehyung'un elindeki kuru tişörtü alıp üzerine geçirdi. Kolunu taehyung'un omzuna attı ve kendine doğru çekti. "Demek hep iyiyim hım," kulağına fısıldanmasıyla taehyung, kollarında kasılmıştı.
"Seokjin fazla yaklaşmasan mı?" Taehyung biraz tedirgindi. Birilerinin anlaması, diken üstünde olmasına neden oluyordu. Seokjin ise umursamadan bu sefer kolunu beline sarıp, kendine daha çok çekti. Dudaklarını taehyung'un kulaklarına sürtüp mırıldandı. "Neden?" Taehyung onun dokunuşlarıyla çoktan dağılmıştı.
Hemen dizinin dibindeki seokjin'in bacağını sıktı. "Anlayabilirler." Seokjin onun bu kadar tatlı olmasına deliriyordu. "Anlasınlar yavrum, sikimde gibi mi sence?" Taehyung onun bu kadar rahat olmasına göz devirdi ve uzaklaştı. Kamera karşısında kediye dönen sevgilisi, böyle zamanlarda aslan kesiliyordu.
"Dans hocaları falan varken şu mesafeni koru." Seokjin sinirlenmemek için derin bir nefes çekti içine. Cidden bu durumdan nefret ediyordu. "Sevgilimi öpemiyorum ya, hay böyle işin." Taehyung, onun sevgilim diyen ağzını öpmek istese bile kendine hakim olup gülümsedi. Elini sevgilisinin geniş omzuna koydu ve okşadı.
"Sakin ol sevgilim dinlenme odasına inebiliriz istersen." Seokjin onun sevgilim diyen dudaklarına parmaklarını götürüp sıktı. "Senin o ağzını yerim," Taehyung dudaklarını yaladı ve gülerek kalktı yerinden. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, zor nefes alıyordu. Yavaşça çalışma odasından çıkıp, aşağı inerken arkasından seokjin de geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Even if i die it's you ✓
Fanfiction「Yılbaşına özel taejin one shot's」 Dört farklı an.