🎻BLACK OUT DAYS,
phantogram (slowed)︶꒦꒷♡꒷꒦︶
"Gökyüzünü boyayabilseydim, tüm yıldızlar kanlı kırmızıyla parlardı."
︶꒦꒷♡꒷꒦︶1838
Kim Jennie düğünleri severdi. Ta ki katıldığı son düğüne kadar.
Kalabalık kilisenin ahşap zemini üzerinde erimiş kardan bir ayak izi parlıyordu. Jennie, ailesinin oturduğu sıradan çaktırmadan bakmaya çalıştı. Mavi eteğini kaldırdı ve kahverengi botunu ıslak noktanın üzerine koydu. Sonra da botunun ucuyla hayır yazdı. Sonra dikkatlice kelimeyi büyülttü. Bir hafta önce on sekiz yaşına girmişti ve şimdiye kadar başına herhangi iyi bir şey gelmemişti. On yedi yaşına geri dönmeyi ve annesini istiyordu. Ya bu hissettiği üzüntü hiçbir zaman geçmezse ne olacaktı? Beyaz çorabının içinden bileği kaşınmaya başladı. 1838 yılına eklenecek bir anısı daha vardı.
"Jennie, kıpırdanmayı bırak." dedi Taehyung, kaşlarını çatarak. Kendinden sadece iki yaş büyük olan abisi ne yapıp edip kendisini suçlu hissettirmeyi başarırdı.
Jennie içini çekti. Taehyung'un ona hissettirdiklerinden fazlası vardı. Bu sabah, babasının ısrarı üzerine, sadece beş aydır giydiği siyah yas elbisesini çıkarmıştı.
Taehyung onu dirseğiyle dürttü. Orada bütün ciddiyetiyle oturmak onun için kolaydı. Kısa bir süre sonra, iki ay önce kimsenin tanımadığı ve şimdi yeni Bayan Kim olacak kadınla hayatını paylaşmak zorunda kalmayacaktı. Taehyung düğün kutlamasından çıkacak, karısı Lalisa'yı çiftlik evine götürecek ve yeni üvey anne ile ilgilenme işi Jennie'ye kalacaktı. Tanrıya şükür babası, Taehyung gibi üç gün üç gece kutlama yapmamıştı. Tabii ki, Şubat'ın sonunda rüzgarlı bir havada evlenmek, elli yaşında bir adam için çok da kolay olmamıştı.
Hannam-dong sakinleri de oradaydı. Taehyung onun dirseğini tuttu. Ayakta duramayacağını mı düşünüyordu? Belki de bayılacağını düşünüyordu. Jennie, dişlerini sıktı ve nefes almaya çalıştı. Bugün yaşadıkları gerçek olamazdı. Her şey bir rüyaydı, sadece koridorda yürüyen kadın ve damadın yüzündeki aptal gülümseme gerçekti.
Koridorun karşısında Kim Jisoo, yeni kocasına doğru eğilmişti. Jeon Chaeyoung'un tatlı sesi de arkadan geliyordu. Başka bir törende olsaydı Jennie etrafını dinler ve ortamdan keyif alırdı ama burada o her zamanki mükemmel uyumdan eser yoktu. Bugün mükemmel olmadığı için herhangi bir mükemmelliği de hak etmiyordu. Jennie gerçekten çığlık atmak istiyordu. Chaeyoung neredeyse cıvıldayarak konuşuyordu. Arkasına bakan Jennie, arkadaşına bir uyarı bakışı atmayı denedi. Onun yerine Min Yoongi ile göz göze geldi. Adam göz kırpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yoongi's Ladder // 1838
Short Story"Ama benim sana sormam gereken bir soru var." "Evet," diye fısıldadı Jennie. "Evet demeden önce soruyu duyman lazım." •