🎻 ROSLYN,
bon iver & st. vincent︶꒦꒷♡꒷꒦︶
"Aşağıda deniz ve kayalar, akıntıya kapılmış."
︶꒦꒷♡꒷꒦︶
Nisan
Jennie, Cuma Gecesi toplantısı için okulun bu kadar kalabalık olduğunu hatırlamıyordu. Girişken erkekler, aileler oturacak yer bulabilsin diye kiliseden sıra taşımışlardı. Büyük çocuklar, duvara dayanmıştı. Müdür Yang, masasında oturuyordu. Genellikle okul, Bayan Woo'nun evi kadar düzenli ve derli toplu olurdu ama bu durum Müdür Yang'ın masası için geçerli değildi. Tebeşirler, okuma kitapları, dev bir kum saati ve bir sürü ev yapımı hediye, masanın üzerini süslüyordu. Sadece zil yer kaplıyordu. Buna rağmen, insanların çizmesine bulaşan çamur da zemini lekelemişti. El çantaları, bebek battaniyeleri ve hatta kurutulmuş bifteklerin olduğu köşeyi işgal etmişti. Nerede yemek yeseler arkalarında mutlaka iz bırakırlardı. Jennie kaç kere, Hwang kardeşler dükkandan çıktıktan sonra yerleri süpürdüğünü hatırlıyordu. Müdür Yang'ın, bu iki kardeşi görmezden geldiğini düşündü yoksa ellerine çoktan cetvelle vurulurdu ve kurutulmuş biftek de çok önceden kaldırılırdı.
Jennie, Müdür Yang'ı su aygırına benzetiyordu. Aslında bu benzetme için kendisini suçlu hissediyordu ve su aygırı resmini de sadece bir kere, kitaplardan birinde görmüştü.
Bayan Woo, sınıfta oradan oraya koşturuyordu. Shin Soomin'in kulağına bir şey fısıldadı, sonra pencereden dışarı baktı ve gerginlik içinde öğretmen zilini çaldı. Bu gece Nisan buluşmasını organize etmişti. Kış aylarında kilisede, arada sırada değişiklik olsun diye toplantılar düzenlerdi.
Şöminede ateş yanıyordu. Jennie ısınmıştı ama ateşten değildi. Bae Joohyun ve Jiyong arasında sıkışıp kalan Jennie, Nisan rüzgarının getirdiği hafif serinlik ile mücadele ediyordu. Bir an, Joohyun, geç gelenlerden birine yer açmak için biraz daha yanaştığında, Jennie, Nayeon'un nerede olduğunu merak etti. Tabii ki evde dikiş işliyor olamazdı. Nayeon iki hafta içinde Seoul'e gidecekti ve son birkaç gündür sadece akrabalar ve seyahat heyecanından bahsediyordu.
Jiyong'un gömleğinin manşeti, Jennie'nin bileğine değiyordu. Şaşırarak kafasını kaldırıp baktı. Jiyong da gülümsedi ve elini tuttu. Sosyal bir etkinliğe Jiyong ile birlikte ilk defa gitmiyordu. Annesinin hastalığından önce, Jiyong hala kasabadayken sık sık organizasyonlara birlikte giderlerdi. Elini de ilk defa tutmuyordu.
Ama ilk defa bu hareket onu şaşırtmıştı. İlk defa vücudunun ürperdiğini hissetti.
Sınıfa göz attı ve sadece banker Kim Jongin'in, Jiyong kadar kaliteli giyindiğini fark etti. Yoksa Jiyong'un fırfırlı gömlekleriyle gerçekten gurur mu duyuyordu? Paltosunu çıkarmıştı. Salonda tek ipek gömlek giyen de Jiyong'du.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yoongi's Ladder // 1838
Short Story"Ama benim sana sormam gereken bir soru var." "Evet," diye fısıldadı Jennie. "Evet demeden önce soruyu duyman lazım." •