Kaçış
Gözlerimi kapatıp yağmurun sesini dinlemek ruhumu besliyor. Her ne istiyorsa onu veriyor. Mutlu ediyor, üzüyor, ağlatıyor bazen şarkılar yazdırıyor. İçimde yanan ateşi sadece sesiyle de söndürebiliyor. Anılarımı her düşen damlada izleyip düşünmemi kolaylaştırıyor.
Odamda oturup pencere pervazına yaslanmış yağmuru izliyordum. Yaşım büyüse de ruhum hala geriden geliyor. Hala her şeyi mahvediyorum. Ailemin bende beğenmediği en önemli özelliklerden birisi bu. Başka bir çocuk seçmiş olmayı dilediklerini biliyorum. Yine de artık benden kurtuluyorlar. Ya da ben onlardan…
Odamın kapısı aniden açıldığında yerimden zıpladım. Babam içeriye yumruklarını sıkmış bir şekilde girdi. Adımlarının sertliği beni korkutmuştu. Elleri tişörtümün yakasını kavradı ve vücudumu tek eliyle ayağa kaldırdı. Gözleri az sonra ateş saçacak gibiydi. Korkudan ağzımı açamamıştım. Sadece yaşayacaklarımın hemen bitmesini istiyordum. Aklımda şu an hüküm süren ‘’geçecek ‘’kelimesine tutunuyordum.
‘’Bizi rezil ediyorsun. Seni evlat edindiğimiz güne lanet olsun. Misafirlerimizin önünde rezillik çıkarmamanı sana daha kaç kere söyleyeceğim! ‘’
Hizmetçimiz Elif benim ayaklarıma takılıp düşmüştü ve çayı misafirlerin üstüne dökmüştü. Ama geldiğini fark etmemiştim. Sadece bacak bacak üstüne atıyordum ki o da geçmeye çalıştı. O an yaşadığım dehşeti hala hatırlıyorum.
‘’Çok üzgünüm. Lütfen vurma.’’
Şimdi ise yiyeceğim dayağın korkusuyla göz yaşlarımı tutamıyordum. Elimde olan bir şey değil. Gözyaşlarıma söz geçiremiyorum. Onun karşısında her defasında güçlü olacağım diye karar veriyorum ama hiç beceremiyorum. Bu duygularımı eziyor.
‘’Senin akıllanman için her şeyi deniyorum. Ama sen anca dayaktan anlıyorsun.’’
Belki gözlerinin içine baksam bana acır diye düşünürken yanağımda elini hissettim. Ardından da yanma hissini… Uyguladığı kuvvetin etkisiyle yere düştüm. Ellerimi odamın parkelerinin üstüne koydum. Dalgalı saçlarım yüzümü saklıyordu. Attığı tokat yetmemiş gibi saçlarımı kavradı ve onları çekerek beni ayağa kaldırdı. Yüzümü ona çevirdi.
‘’Bir daha tek bir yanlış yaparken kendini öldü bil.’’
Beni duvara fırlattı ve başımın duvara çarpmasıyla çıkan sesi duydum. Yere kaydım ve gözlerimi kapattım. Bittiğini düşünürken karnıma ve bacaklarıma atılan tekmeler yakarışımı güçlendirdi.
‘’Bırak beni lütfen. Söz veriyorum bir daha hiçbir şey yapmayacağım.’’
Hiçbir şey söylemeden odadan çıktı. Kapıyı ardından açık bırakmıştı. Onlara olan nefretim içimde büyüdü,büyüdü… Karşısında hiçbir şey yapamamanın verdiği aşağılık duygu yarama bastı. Ellerimi saçlarıma geçirdim ve çığlık attım. Onlardan kurtulmak istiyorum.
Saatler sonra, uyandığımda, kendimi yatağımda buldum. Saçlarımda bir el başımı okşuyordu. Eli duvara çaptığım yere gelince nefesimi acıyla içime çektim.
‘’Özür dilerim. Canını yakmak istemedim.’’
Elif Abla’nın sesiydi. Gözlerimi açtım ve onun üzgün yüzüne baktım. Yanaklarında kuruyan yaşlar içimi yaktı. Şimdi benim yüzümden işten atılacaktı. Ve artık bu evde güvenebileceğim kimsem olmayacaktı.
‘’Ben özür dilerim Elif Abla. Şimdi benim yü-‘’
‘’Şşt… Sen boşver beni ben yine iş bulurum. Ben sana acıyorum yavrum benim. Asıl sen ne yapacaksın.’’
Gitmesini istemiyorum. Onsuz iyice yalnız kalacağım.
‘’Elif Abla beni de götür.’’
‘’Şşş… Saçmalama başım belaya girer.’’
‘’Elif!’’
Annemin sesini duyduk ve birbirimize baktık. Elif abla son kez beni saçlarımdan öptü ve üstünü düzeltip odadan çıktı.
İşte şimdi yalnızdım...
Bir hafta odamda kalma cezası almıştım. Odamda oturduğum sürece sadece düşündüm. Elimden her şey alınmıştı. Kaçmak istiyordum ama nereye gidebileceğimi bilmiyordum. Başıma gelebileceklerden korkuyordum ama düşündükçe hayatımın artık o kadar da önemli olmadığına karar verdim. En azından özgür olmak istiyordum. Burada tutulup, aç bırakılmak artık dayanılmaz bir hal almıştı.
Cezamın altıncı gecesinde kaçtım. Alabildiğim kadar malzeme ve para alıp pencereden çıktım. Aşağı yavaş yavaş inerken birinci kattan sonra kollarım dayanamadı ve yere atladım. Bacağım biraz yaralanmıştı ama özgürlüğüme koşmamı engelleyemedi.
Evden iyice uzaklaştığımda nereye gideceğimi bilmiyordum ve çok açtım. Paramı idareli kullanabilmek için ucuz bir otele girdim ve bir oda tuttum.
İlk iş olarak bu şehirden gideceğim. Onların beni asla bulamayacakları bir yere. Belki de beni yurtdışına okumam için gönderdiklerini söylerler. Keşke insanlar onların gerçek yüzlerini görse. Hayatım boyunca onları ve bana yaptıklarını affetmeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SiN
RomanceTokio Hotel - Run,Run,Run Köprücük kemiklerimin üstünden akan kanda dudaklarını hissettim. Yavaş yavaş yukarı kayarken tenimi çizen sakallarına kan bulaşmıştı. Dudaklarında da bir damla gördüm. Elimi saçlarının arasına daldırdım ve yüzünü yüzüme ya...