hell is a teenage girl

168 10 11
                                    

sıcak kahvemi içerken bir yandan piyano çalıyordum. yağmur damlaları cama vururken müzik notaları onlarla uyumu sağlıyordu. bu havada kim dışarıda dolaşır diye düşünüyordum ki kapı çaldı.

kapıya gittim. kapı gıcırdayarak açıldı. karşımda güzel bir genç kız vardı. güzelliği beni büyülemişti, üstü ıslaktı. ben onun güzelliğine dalmışken bana seslendi;

"merhaba efendim, özrümü kabul ediniz. istediğiniz kitapları getirdim. merak etmeyin ıslanmadılar."

çok kibar bir kızdı, ismi neydi acaba? sanki beni duymuş gibi cevap verdi.

"ismim irina efendim, kütüphanede çalışıyorum."

"teşekkür ederim irina yalnız lütfen bana efendim deme adım leo." beni anlamamış gibi dudaklarından şu kelimeler döküldü;

"üzgünüm efendim, memnun oldum."

eteğiyle selam verdi ve benden uzaklaşmaya başladı. sanki ondan bir sıcaklık geliyormuş gibi o gidince hava serinledi, üşüdüm. hiç bu kadar ısınmamıştı kalbim. acaba üşümemin nedeni hava mıydı yoksa soğuk olan hislerim miydi?

irina haklıydı kitaplar ıslanmamıştı. odama gittim, kitapları masaya koydum. nedensizce çok yorgundum o yüzden hemen yattım.

kuş sesleri havada yankılanırken uyandım. o kızı görmüştüm rüyamda, irina. kütüphanede çalışıyorum demişti. oraya gitsem mi diye düşündüm.

kalktım ve aynaya baktım sanki ölü bir insan portresi gibiydim. ama acaba beni öldüren şey neydi?

aşağıya indim, kahvaltı yapmak istemedim o yüzden elime bir kitap aldım. başlığa baktım;

"ölü hayaller"

hayalleri öldüren neydi peki diye düşündüm. acaba o hayalleri öldüren şey hayat mıydı? eğer öyleyse hayatını bitirenler hayallerini mi öldürüyordu?

kitap kısaydı, bir kızın hayatını anlatıyordu. son sayfasının son satırında şöyle yazıyordu;

"siz kitabınızın kapağını kapatırken mia da hayatının kapağını kapattı."

neden böyle kitaplar okuyorum bilmiyorum. kitabı artık okumuştum kütüphaneye vermem gerekiyordu.

dead dreamsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin