Artık akşam olmuştu. Az sonra burda olurlardı. Yeşim bi anda lafa atladı
"Yağmur sen en çokta çukulataları merak ediyosundur" dedi kişneyerek.
"tabiside " dedim.
Ablamın benim için aldığı kot etekle kareli gömleği giyinmiştim. Ablam ise adeta prensesler gibi olmuştu. Ayaklarına kadar uzanan Tos pembe tulumu. Muhteşem gözüküyordu. Din don don.
Kapıyı açmak için ablam yerinden fırladı. Mevlüt eniştem bütün zarifliliğiyle içeri girmişti. Annesi, babası, kardeşi gelmişlerdi. Kardeşi benimle aynı yaştaydı. Aynı okulda aynı sınıftaydık. Gıcık biraz. İsmi Arda.
Mevlüt eniştemin babası söyle lafa başladı
"Buraya ne nedenle geldiğimiz belli. Allahın emri Peygamberin kabriyle kızınız Gönülü oğlumuz Mevlüte istiyoruz dedi.
Annem ise lafa şöyle başladı " kızlarım, benim hayattaki en değerli varlığım. Onların üzülmemesi için elimden gelen her şeyi yaparım, gel görki kızimın gönlü düştüyse banada VERDİM GiTTİ demesi düşer."
Vayy bee iyi konuşmaydı annişko. Babam 7sene önce vefat ettiği için annnem bize çok düşkündü. Bùgüne kadar her istediğimizi yapmıştı.Sonunda gitmişlerdi. Ablam çok yoruldum deyip odasına çıkmıştı. Tabi bügün yeşimde bizde kalacaktı.
Annem ortalarda görünmüyordu. Bu demek oluyorki çukulatalar beni bekler.
Yarısından çoğunu yedikten sonra içim kıyılmıştı. 1 bardak su içip odama çıktım.
Üstümü değiştirdikten sonra yatağa gömüldüm...