it's too late

389 34 6
                                    

caroline king/it's too late

"something inside has died
and i can't hide and i just can't fake it
it's too late now, darling
it's too late"

Aşık olmak gerçek değildir. Bir duygu değildir, duyguların sıkıştırılmış, tamamen ihtiyaçtan kaynaklanan, sebeplere bir çözüm aramak adına başvurdukları soyut bir sözcüktür. İnsanlar kendilerini aşık olduğuna inandırarak büyük bir yanılsama içine düşerler. Aşık olmanın anlamını bilmedikleri halde, ilişki içerisinde oldukları kişiyi basit bir sözcükle kandırırlar. Bu yüzden kimseler derinlemesine düşünüp sorgulamadığı için aşık olduğunu söylüyor, aşık olmanın en güzel şey olduğunu düşünüyorlar.

Aşık olmanın geneli, tüm duygulardan ibarettir zaten. Birine karşı meraklı olmak, o kişiye dair düşünceler içerisine girmek, ona en güzellerini bahşetmek, sürekli göz önünde durmasını istemek gibi. Özlemek de tamamen yalandır, gözlerinin sürekli gördüğü birinin ertesi gün yokluğuyla baş başa kaldığında alışkanlıkların rayından sapmasıyla hissedildiği zannedilen bir duygudur. Evet, aşık olmak aynı zamanda nefret etmek de sayılabilir, nasıl olsa aşk ve nefret aynı anlama geliyor. Nefret; kıskançlık, absürtlük, bencillik, kişinin beğenilerinden uzak, ötekileştirmeden bastırılmış en kolay kelime olduğunu düşünüyorum.

Haklı olduğumu biliyorum.

En büyük aşkların nefretle başladığına inanmamamın sebebi de bu. Nefret etmek ve aşık olmak aynı anlama geliyor. İnsanlar kendisinde eksik hissettiği yanını aradığı zaman bulduğunu düşündüğü kişiye dair zihninin alaycı oyunlarını fark edemeden türetilmiş bir duygunun arkasına sığınıyorlar. En büyüğü olduğunun söylenilme sebebi, kişinin kıskançlıkla karşısındakine dair yoğun bir ilgiye kapılmasıdır. Nefret ettiğine her zaman daha yakınsındır, her zaman gözlerinin önündedir, ne kadar kaçsan da. Eninde sonunda kendini nefret ettiğinin yanında bulursun.

Kısacası... aşık olmak gerçek bir duygu değil.

"Ee, ne düşünüyorsun peki?"

Peş peşe tükettiğim alkollerden adeta birbirine karışmış düşüncelerim bana yalnızca özüme dönmemi haykırıyordu. Aşık olmanın bir oyundan ibaret olduğunu, nefret etmenin gereksizliğini, özlem duygusunun bir yanılgıdan ibaretliğini.

Düşünebildiğim tek şey bunlardı.

"Jeongguk, sana diyorum!"

Sarsılan omuzlarım başımı daha çok döndürüyordu. Ona durmasını söylemek istiyordum, dudaklarım birbirine kilit vurulmuş gibiydi. Derin nefesler alıyordum, burnumdan verdiğim alkollü nefesler tenimi yakıyordu.

"Sarhoşsun, evine götürelim seni. Yarın konuşsak daha iyi olur."

Kollarımın altından dolanan kollar tarafından kenetlendim, ayaklarımın üstüne basmaya zorlandım. Ağırlığımı bacaklarım kaldırmıyordu, sendeliyordum, adım atamadım. Göğsümde sıkışan kollar daha da sıkılaştı. Adımı seslendiklerini duyuyordum, elimden kayıp düşen bardağın kırılışını ve camların üzerine bastığımda acısını da hissetmiştim. Donuklaştığımın farkındayım, bazı şeyleri aşmaya çalışıyorum yalnızca. Söylenen bir cümle vardı, aşklar...

Hızlanan kalp atışları, karnımdan acıtacak kadar göğsümde adeta dolaşıyormuş gibi hissettiğim bir ağrı. Avuç içlerim terli, ensemde biriken ter damlalarını da hissediyorum. Tedirginim, ayrıca odaklanma sorunu yaşıyorum. Yüzüm alev almış gibi, yutkunmama rağmen boğazımda geçmeyen bir yumru var.

Buna daha fazla katlanamam, düşünmek istemiyorum. Benim doğrusunu bildiğimi başka birinin üzerini karalamasını istemiyorum. Başkalarının benim adıma kararlar verip eylemlerimi yorumlamasına cinnet geçirecekmişim gibi hissediyorum. Kendimi iki adım ötedeki havuza attım, suyun içinde kollarımı iki yana bırakırken nefes alamadığımı fark ettiğimde bunu şu anki yaşadıklarımla bağdaştırmaya çalışıyorum.

Siktir.

Gerçekten aşık olmuşum. O artık bana ihtiyacı kalmadığını söylemişken fark ediyordum.

•••

enemies to lovers ama
belki de enemies with lovers olabilir
hangi kategoriye girer bilemedim ):)

kısaca aşka inanmayan jeongguk
ve herkesin aşık olduğu
namjoon diyelim,
ilgilenirseniz buralardayız,
teşekkürler!!!

broken hearts club • namkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin