Lotus

1.bölüm: Hayat

'' Protagoras: ' İnsan her şeyin ölçüsüdür, var olanların varlıklarının da, var olmayanların var olmadıklarının da' demiş. Bu söz ne kadar çok insan varsa o kadar çok da hakikatin olduğunu, böylece, evrensel, ve genel geçer bir hakikatin mümkün olmadığını ima ederek nihilizme temayüllüdür.''

Hocanın çok ayrıntı vererek anlattığı bilgiler bana neden felsefeyi sevmediğimi bir kez daha hatırlattı. Aslında felsefeyle aram iyidir ama bir konuyu bu kadar ayrıntıya girerek anlatmazsın yahu!

'' Sokrates'e göre, sofistler 'Bilgi tüccarlarıdır ' yani sofist- ''

Koridorlardan gelen öğrencilerin sesleri hocanın cümlesini kesmişti. Bu demek oluyordu ki ders bitmişti! Sevinçle hemen ayağa kalkıp amfiden çıktım. Biraz daha kalsaydım hukuk bölümünü bırakmayı düşünecektim. Ama sonra kafama dank etti. Güzelim ODTÜ bir hoca yüzünden bırakırır mıydı. Hayır! Bu düşüncelerle bahçeye çıkarken bana selam veren insanlara karşılık veriyordum. O sırada cebimdeki telefon titredi. Telefonu çıkarıp gelen mesaja baktım.

Kaan
Kardeşim, Çatıdayız, bekliyoruz.

Mesajı okuyup telefonu geri yerine koydum ve çatıya doğru yürüdüm. 'Çatı' bir cafe gibi bir yerdi. Açık büfesi vardı ve açık büfeye bayılırdım. Kafenin önüne geldim ve kapısını açıp içeriye girdim. Girer girmez beni büyük bir kalabalık ve yoğun bir ses karşıladı. Arkadaşlarımı bulmak için gözlerimi etrafta gezdirdim. Sol tarafta en uçta iki masayı birleştirip kalabalık grup halinde oturuyorlardı. Adımlarımı o yöne doğru çevirdim. Masaya yaklaşırken beni gören Semih,

''Ohhhh Yağmur başkan! Hoşgeldin.'' Onun sesiyle birlikte masadakiler bana doğru döndü. İçlerinden Burak,

''Yağmur başkan, gözümüz yollarda kaldı. Neredeyse polise haber verecektik. Malûm yolda senin gibi yakışıklı çocuğu gören birisi kaçırabilir.'' dediği an masada kahkah sesleri yükseldi. Bende gülerek göz devirdim ve bir sandalye çekerek oturdum.

''Yok lan! Ne kaçırılması. Sadece yürürken düşüncelere dalmışım. '' Burak' ın yanında oturan Cenk,

'' Ne o? yoksa senin gibi bir inek öğrenci, eve gidince' ne çalışsam acaba' diye mi düşünüyor? ''

Yine masadan gülüşme sesleri geldi. Bende sadece çarpık bir sırıtma gönderdim. O sırada Cenk'in sevgilisi Aslı,

''Çocuğu rahat bırakın, kuzum benim, okuyacak, güzel notlar alacak ve ünlü bir avukat olacak.'' Aslı 'ya bir öpücük attım. O da bana geri dönüş yapıp '' hadi kalkın da yemek seçelim, ben çok acıktım. '' diyerek ayağa kalktı. Masadaki kimisi onunla birlikte ayağa kalkarken kimisi de masada oturmaya devam edip yerimizi korumaya karar verdiler. Bende Aslı'ya uyup sıraya doğru yöneldim. O sırada telefonum çaldı. Arayan sevgilimdi.

"Efendim Sude"

"Sevgilim! Neredesin?"

"Arkadaşlarla Çatı'dayım. Sen neredesin?"

"Bende yeni okula geldim. Bizim bölümün cafesinde oturuyorum. Yanıma gelsene aşkım."

"Çocuklarla yemek yiyeğim gelirim."

"Şimdi gel. Hem akşam ne yapacağımıza ilgili konuşuruz." dedi seksi bir tonla. Sırıttım.

"Tamam 10 dk' ya oradayım."

"Tamam. Bekliyorum. Öptüm." diyerek telefonu kapattı bende telefonu kapatıp cebime koydum. Sırada sevgilisiyle konuşan Cenk'e,

"Cenk!" Kafasını bana çevirdi. " Kardeşim ben gidiyorum. Sude çağırdı." dediğimde Cenk sırıttı. " Tamam kardeşim, size kolay gelsin." Bende aynı şekilde sırıtarak "Sağol, sağol. Haydi görüşürüz." diyerek Çatı'dan çıktım.