1

92 10 0
                                    

Saat öğlenin bilmem kaçı yataktan düşerek uyandım. Kısa sarı saçlarım birbirine girmişti. Uykulu gözlerle kalkıp hazırlandım. Nereye gideceğimi bilmeden sadece dışarı çıkmak istedim. Üstümde favori kahverengi kabanım vardı. Favorim olacak başka kabanımda yoktu zaten.

Gitmeden aşağıdaki markete atıştırabileceğim bir şeyler almaya girdim. Chris dayı beni bekliyordu. Dayı dememin sebebi sürekli atletiyle dolaşması. Bu arada kolunda kocaman bir dövme de var. Her neyse girdim ve selam verdim. Geri alıp bana "borçlarını ödemeyi düşünüyor musun?" dedi. Hiç bozuntuya vermeden "Yarın maaşımı alıyorum, idare et biraz." dedim. Kafasını salladı. Her zaman yiyordu bu lafımı. Bende çıktım ve biraz yürüdüm.

Az ilerde bir bar gördüm ve düşünmeden içeri daldım. Siyah ceketli uzun saçlı bir kızın yanına oturdum. Pahalı bir şey içiyordu. Zengin olduğunu düşünerek tanışmak istedim.
"Ağzının tadını biliyorsun" dedim.
Kafasını bana çevirdi ve anlamsız bir şekilde güldü. "Sende ister misin?" dedi.
Düşünmeden kabul ettim. Tadı gerçekten değişikti. Önceden içtiğim uyduruk şişelerdekilere hiç benzemiyordu. Tek şişesi bile benim kafamın uçmasına yetmiş olacak ki akşama kadar orda kalıp onunla sohbet etmiştim.

Dışarı birlikte gülerek çıkmıştık ama o hala ayıktı. Benim neye güldüğüm belli değildi. O büyük ihtimalle benim şapşallığıma gülüyordu. Ellerim karnımda kahkaha atarken eli omzumda bana doğru eğildi. "Bana borçlusun" dedi. Kendime yetecek param yokken bide ona borçlu kalmıştım. "Ödeyecek param yok" dedim. Önce başını kaldırıp bir etrafa baktı sonra tekrar eğildi ve "Benim için dans et" dedi. O an zaten her şeyi yapabilecek bir kafadaydım. İşime gelerek kabul ettim.

Ne yapacağımı bilmeyerek - şapşal hareketler yaptığıma o kadar emindim ki- gülmemek için zor dururken onun yüzünde tek mimik yoktu. Hareketlerime devam ederken ona ismini sordum.

— Jennie. Jennie Kim.

Sadece "güzel" demekle yetindim. Ben yorulana kadar bekledi ve izledi. Kendimi bir hışımla onun yanına attım. Bu kadar yorulacağım aklıma gelmemişti. Her yerimde ağrı vardı. Ya ayılmaya başlamıştım ya da yattığım boktan yatak etkisini yeni gösteriyordu.

—Gidecek yerin var mı? dedi. Bir yandan da içiyordu.

—Bilmiyorum.

—Ne demek bilmiyorsun?

—Hurdalık kalacak bir yerse evet var.

Gülmeye başladı. "Bana gelirsin"

Yerimden kıpırdayarak suratına baktim. İçimden ne kadar güzel bir evi olacağını düşünüyordum. Çünkü bir kadının giyinebileceği en güzel şeyleri giyiyordu. En pahalı içkilerden alıyordu. Aynı zamanda aşırı güzeldi. Böyle birini herkes beğenirdi. Keşke o olsaydım.

Ayağı kalktı ve elini uzattı. Geri tuttum. Bir süre yürüdükten sonra geldiğimizi söyleyerek beni durdurdu.
"İşte burası benim evim"


jenlisa :dance club (askıda) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin