chapter one~karanlık gece

13 3 0
                                    




Selammm yıllardır madem buradayız bir şeyler yazalım artık dedik. Okunsa da okunmasa da sorun değil. Bunu yaparken eğleniyorum. İyi okumalarrr.




''Bir şeylerin kırılma sesi, uykumdan uyanıyorum...''

Başlayan gösteriyle nefesimi tuttum. Sahneden yeni inmiştim ve şimdi ise sahne ona aitti. O sahneler için yaratılmıştı. Sesi, mimikleri ve görseliyle... Senelerdir birlikte takım olmamıza rağmen ben bile çekimine hala karşı koyamazken hayranlarımızı çok iyi anlıyordum. Kim Taehyung dehşetti.

''Jungkook bu taraftan.''

Elimdeki havluya terimi silerken aceleyle dinlenme alanına gidiyordum. Ama dinlenmek için değil. Sadece onu ekrandan izlemek için. Bunu kendime kabul ettirmiştim. Onunla ilgili her şey beni heyecanlandırıyordu.

Alana vardığımda ekran karşısında otururken hazırlanmış üyeleri gördüm. Herkese selam verip bir koltuğa oturdum ve köşeden aldığım suyu açıp yudumlarken gösteriye odaklandım.

''Lütfen bir şey söyleme, ağzını kapatmak için uzanıyorum...'' Büyüttüğüm gözlerimle hareketlerini inceledim, başka bir boyuttu. Bu Hyung gerçekten insanı kendine hayran bırakıyordu.

Gözlerim hala ekrandayken gömleğimi sonrasında da tişörtümü çıkardım. Havluyla üstümü silerken sonraki beraber çıkacağımız sahne için giymem gereken kıyafetimi bekliyordum. Önceden üyelerin yanında soyunmaya çok çekinen biri olsam da artık alışmıştım. Hem herkesin ilgisi başka bir yerdeydi. Ekrandaki Taehyung hyung... Sahnesi bitmek üzereydi.

''Voah bu çocuk gerçekten mimikleriyle insanı öldürüyor.'' Alkışlayarak ayağa kalkıp bana dönen Hoseok hyunga gülümsemeden edemedim.

''Voah bu tarafta da başka bir yıkım var. Kaslarınla bizi öldüreceksin JK.'' Karnıma uzanan elini utanarak geri ittirdim. Şakayla karışık hala bana uzanmaya çalışan haline gülüp duruyordum. Elleri buz gibiydi bir de ellemeye çalışıyordu.

''Hyung ellerin buz gibi çek lütfen.'' Biraz boğuşmanın ardından pes etmiş bir edayla yüzünü düşürünce dayanamadım.

''Tamam hyung dokun ama sadece bir kerecik.'' Eski gülümsemesi yüzüne geri gelirken işaret parmağını kasıma batırıp geri çekmesiyle kahkaha attım. Bu hyung sürekli hepimize dokunmaktan zevk alıyordu. Keyifle söylenip ekrana geri döndüğünde duyduğum kalın ses beni heyecanlandırmıştı.

''Ben de dokunabilir miyim?'' Arkamı döndüğümde hemen dibimde olan bedenle irkildim. Hoseok hyungla boğuşurken sahnesinin bittiğinin farkına varamamıştım.

Yüzüne heyecan ve utanç karışımıyla açtığım kocaman gözlerimle bakarken bir adım daha atıp ayak uçlarımız birbirine değecek kadar yaklaşmıştı.

''Bir kerecik?'' Flörtöz yan gülümsemesini yüzüne oturtup bir kaşını kaldırdığında nefesimi tuttum, yeniden. Elimden geldiğince bu garip heyecan duygusunu yenmeye çalışıyordum. Ama o bunları yaparken bu hiç mümkün olmuyordu.

Hoseok hyunga yaptığım gibi onla boğuşup eğlencesine karşı koyabilirdim. Ama bunun yerine kendimi kafamı aşağı yukarı sallarken buldum. Tamamen iradem dışında olmuştu.

Gülümsemesi tüm yüzünü kapladığında bir sürü yüzük geçirdiği büyük elleri karın kaslarımı buldu. Nefesi yüzümü yalarken titrekçe nefesimi bıraktım. Hoseok hyung parmağını batırıp çekmişti ama o iki eliyle avuçlarını karın bölgemde sürtüyordu. Neden onun elleri bu kadar sıcak geliyordu? Neden onun yakınlığı beni ısıtıyordu? Neden yüzüm yanıyordu? O kısacık 10-15 saniyede bu düşüncelerim yer edinmişken, saç diplerinden akan terin bile nasıl bu kadar etkileyici olduğunu da o arada düşünmüştüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 06, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

we belongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin