Kız usul usul, aklına her santimini kazıdığı yolları yeniden geçmeye başladı. İçindeki aynı hislerle. Donmuş... Kırılmış... Parçalanmış... Attığı her adımda bu hisleri daha da çok yaşıyordu kendi içinde. Karanlıkta aldığı her nefeste, adını 'belirsizlik' olarak adlandırdığı bu hisler içinde giderek daha da büyüyordu.
Gecenin bir vakti, elinde yıpranmış bir kağıt ile içini döktüğü o eşsiz yere bir kere daha geldi. Bu yere kaç kere geldiğini kendisi de bilmiyordu artık. Bir süre sonra o da saymayı bırakmıştı çünkü. Saydıkça daha çok kopuyordu içindeki fırtınalar. Kimsesizliğin ortasında dalından kopan bir yaprak gibi savruluyordu oradan oraya.
Hafiften rüzgar esmeye başlamıştı. Sakince, kızın tenini okşayıp gidiyordu bilinmezliklere doğru. Kız en çok da rüzgar olmak istiyordu bu hayatta. Ona göre, belki de bu bilinmezlikte kimsenin bulamadığı bir yer vardı. Keşfedilmemiş, insan eli değmemiş eşsiz bir yer...
YOU ARE READING
SUYA YAZILAN MEKTUPLAR
General FictionBirazdan kendimi vuracağım yollara yine; kendimi mi arayacağım, seni mi, hiç bilmeyeceğim. Sen bu kadar içime dokulanmışken, arayışlarım bir yanılsama mıdır dersin? Parkın sana en yakın bankında oturup hayalinle valse dalmanın sonrasında hangi bede...