4

10 2 0
                                    

Yaklaşık iki üç ay oldu. Geç yazıyorum çook özür dilerim. Sınav stresi falan arklar anlarsınız ya.

...

"Hoseok... bak seni gerçekten çok seviyorum. Sempatiksin, tatlısın ve iyimsersin. Ama ben seni bir arkadaş gibi görüyorum. Hatta kardeş gibi, lütfen kızma bana."

Hoseok'un gözleri dolmuştu.
Derin bir nefes verip konuştu.

"Wheein. Yine de beni seviyorsun, kardeş gibi de olsa beni seviyorsun. Bak bu dediklerim aramızı bozmasın lütfen. Bu dediklerim yaşanmamış gibi yapacağız tamam mı?"

Kendimden nefret ediyordum. O'nu bu hâle getirdiğim için, ilk kez gülümsemesini ben soldurdum, ben. İçimden kendime hem sövüyordum hemde lanet ediyordum.

"Peki Hoseok."

Diyip gülümsedim. o da bana aynı şekilde gülümsedi.

"Her neyse benim gitmem gerek."

"Ah peki Hoseok görüşmek üzere."

Hoseok yanımdan ayrılırken arkasından baka kaldım.

...

Sonun da eve geldiğimde Tae evde değildi. Bir oh çekip hemen odama gittim ve hızlıca üstümü değişip makyajımı sildim. Biraz dizi izleyip mutfağa gittim. Yiyecek bir şeyler alıp tam oturacakken kapı çaldı. Hay sikeyim. Karşımda yine sarhoş bir Tae vardı. Tae ağzını yayarak şarkı söylüyordu.

"All in knowwwwww alll innn knowwwww."

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum cidden. Tae bir anda üstüme düştü.

"Ya hassiktir salak mısın be adam."

"DISCOOO PANG PANG PANG HELLOOOOOO BITCHESSS."

"Tae tamam hello bitches."

Zar zor Tae'yi lavaboya götürüp yüzünü yıkadım. Ve hemen kahve yapıp götürdüm.

Tae kahveyi içip koltukta sızıp kaldığında çok komik bir haldeydi. Bir anda aklıma bana yaptıkları geldi. Ben o'na iyi davranmaya çalışırken o beni ezip horluyordu. Ben de bir aptal gibi yine o'nun için çabalıyorum.

...

Tae'nin ağzından:
Sabah keskin bir baş ağrısıyla uyandığımda Wheein başım da dikilmiş bir şeyler diyordu.

"Sonun da uyandın. Saat 14.23 oldu Tae."

"Boşveeer."

"N'aparsan yap."

Bunu deyip odasına gitti. Belki de fazla üstüne gidiyorumdur.

...

WheeTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin