Genç kadın kasvetin doldurduğu salonda yalnız başına oturmuş, sevgilisi ile izleyeceği filmi seçmekle uğraşıyordu. Çoktan yayılmış mısır kokusuna dayanamayarak avucunu tabağa daldırdı. "Sevgilim! Gelmeyecek misin?" Bakışları hala ekranda iken mutfakta olan sevgilisine seslendi ancak yanıtsız kaldı.
Bir süre sonra dayanamadı ve kumandayı bırakarak hızla ayaklandı. Çıplak ayakları tahta zeminin üzerinde ses çıkarıyordu, az uz duyulan hışırtıların telefondan geldiği belliydi. Lisa kapıyı açacağı sırada rahatsız etmek istemeyerek geri çekildi ama kulağına sızan kelimelerden kaçınamadı.
'Seninle olduğumu biliyorsun...
Gecelerimi sana adıyorum, Yiren... Tatmin olabildiğim tek kadın sen iken Lisa'nın yanında olmam mantıklı geliyor mu sana?
O sadece... eğlenceli'Konuşmadan hoşnut olmayarak elini kapıdan geri çekti, sadece yanlış anladığını düşündü ve koltuğa geri döndü. Parmakları kumandayı kavramış, gözleri ekrandaydı. Çoktan yanına gelmiş Taeyong'u önemsemeyerek arkasına yaslandı. "Mutfakta ne yapıyordun sevgilim?" dedi sesinin titremeden, sakin bir tonla çıktığını umarak.
"Biliyorsun Lali, Ten ile uzun zamandır görüşmüyorduk ki sanırım buradaymış. Maç bileti aldığından geldiği bu zamanı değerlendirmenin daha iyi olduğunu düşünmüş. Sadece bunu tartıştık. " Lisa kaşlarını kaldırdı söylediklerine karşı "Anlıyorum, Tayland'da olduğunu düşünmüştüm."
Taeyong'un telaşını gözlerinden anlayabiliyordu, onun hareketleri tamamen ezberindeydi ki yalan söylediğini anlamak zor olmamıştı. Daha dün gecenin bir saatinde konuştuğu adamın anında Kore'ye uçmasının ardından ziyaret etmek yerine bilet alıp maça davet etmesi başından beri anlamsızdı.
İnternet gezintisi seçtiği film ile bittiğinde başını ekrana odaklanmış sevgilisine çevirdi. Rahat görüntüsü yanıltsa da Lisa konuşmada geçen her kelimeden emin olmuştu. İki yıldır süren ilişkilerinin sarkıntıya girmesinin sebebinin kısa süreli olmadığını kavramıştı. Ansızın sıralı günlerde bahaneler ile evden ayrıldığını hatırladı, aynı saat ancak farklı sebeplere bağlıydı.
"Lisa?"
"Hmm?"
"Ten ile buluşmam gerekiyor, sana söz verdim ama..."
"Bekle, bekle! Bak en sevdiğim sahne."
Kadın aktör küçük bir gülümseme ile uzatılan demeti alarak yere bıraktı. Anında ayaklarının altında kalan çiçekleri ezdiği sırada, kendisine hayal kırıklığıyla bakan adama çıkardı bakışlarını 'Dünyadaki en acınılası insan, hiç hatıraları olmayanmış. Sanırım hayatımın geri kalan kısmını bir hatıra ile yaşayabilirim.' dedi. Ardından arkasını döndü ve cinayet sebebiyle tutuklanan eşini orada bıraktı.
"Bu filmi en son izlediğimden uzun zaman geçti, öncelerden kadının haksız olduğunu düşünsem de kendimi yerine koymadan edemiyorum. Belki de cinayetten değil ama yalanlardan dolayı ayrıldığımızı düşünsene... Beni aldatıyorsun-... Ah! Düşüncesi bile kötü."
Lisa ezgin gözlerini hareketsizce duran sevgilisine çevirdi, gülümsemesinin altında kalan boş siması haklı olduğunun göstergesiydi. Ellerini göğsünde birleştirdi ve acı tebessümü yüzünde yer edindi. Dakikalar sonra kapanan kapıyla nefes verdi, bir umut hala yanlış anlamadan ibaret olduğunu düşünse de içini kemiren bu histen kurtulmasına imkan yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smile ! : LK adaptation
Fanfiction- "Bu geceye gerçekten yakışacaksın, Lisa." 'Bu geceye yakışacak olan sensin, çünkü ben yarın olmayacak gece'nim, Jeon.' 'Çünkü hala ilk zamanlardaki gibi aşıktı.'