SON UMUT (BXB)

7

Sabah sınıfa girdiğimde bizimkiler kendi havasında konuşuyordu.

"Evet evet Toprak o konuda katı maalesef. "

" Bir de aynı evde yaşayınca daha zor. Sahi siz ne zamandır görüşüyorsunuz Toprak ile?"

"2 senedir birbirimizi tanıyoruz ama 5 aya yakındır samimiyiz."

"Demek benim yokluğumda seni kardeş olarak gördü."

"Kardeş demeyelim de, yakın bir dost diyelim." Garip bir şekilde Edra'nın gözünde meydan okuma vardı.

"Günaydın. "

"Sana da."

"Sana da."
Yağız kafasını çevirmişti.

"Ben o tarafta değilim."

"Biliyorum, o yüzden bu tarafa dönüğüm. "

"Cidden mi? Çocuk gibi trip mi atıcaksın?"

"Beni ciddiye almayan birine karşı tavrım budur."

"Seni ciddiye alıyorum zaten, biraz fazla oyun oynadım o kadar."

"Yine oyuna mı dadandın lan?"

"Sarıyor napim?"

"Yağız sanki sana bir şey olmuş gibi hepimizi aradı."

"Abisi de salmamış yanına gelsin."

"Toprak deme bana ya, evde gırtlaklayacaktım. Sanki gelmediğim ev, yok gidemezsin demeler."

"Öyle mi dedi?"

"Öyle dedi tabi, yok efendim bugünü benle geçirecekmiş. Lan zaten 7/24 dibimde dün hiç bırakmadı."

"Ablamı arasaydın. "

"Bi zeki sensin zaten. Aradım tabi, oyuna dalmıştır dedi inanmak istemedim hale bak herif oyuna dalmış."

"Sesini kıs herkes bu tarafa bakıyor."

"Özür dilerim! Bir şey oldu sandım Sana."

"Alış bunlara Yağız alış. Alış ki ileride bu kadar delirme."

"Ne?"

"Ne ne?"

"İleri derken?"

"He okul bitti arkadaşlık bitti yapacaksın Efe."

"Ha yok yok kafam başka bir şeydeydi dinlememişim orayı."

"Leyla. " Edra mesaj sesi ile telefonuna baktı. Gülüyordu.

"Neye gülüyorsun?"

"Sana ne Yeşim?"

"Sevgili yaptın sen!"

"He evet seni geren?"

"Ay kim merak ettim."

"Daha yeni, ileride açıklarım."

"Sıra sende o zaman Efe."

"Efe o konular için meşgul bilmiyor musun Yeşim? Önünü göremeyecek kadar hem de."

"Ben bile gördüm, hem de en başından beri."

"Yuh Edra."

"Öyle tabi, üstümüzden 2 ay geçti 2 aydır da farkındayım o kişinin. Ama Efe hâla göremedi."

"Tek suçlu ben miyim ya? İşim var belki."

"Oyun oynamak mı?"

"Buna laf anlatamazsın Yağız, gidip öpeceksin öyle anlar." Yağız'ı öksürük tuttu.

"Lafın gelişi demiştim."

"Doğru geliş olmuş."

"Ay yeter bir laf daha ederseniz en öne gider otururum. Size ne aşk hayatımdan ya. Sen her gün dizi film izliyorsun Yağız ağzımı açmıyorum. Sen futbol oynuyorsun Edra sana da lafım yok ama konu ben olunca her yerden bir ses. "

"Tamam ya kızma. Kızdırmayın küçük enişteyi."

"Edra!"

"Hemen Edra diyin zaten, bıktım yıldım sizden valla yıldım."

"5 dakika sonra İyiki siz adlı konuşma geliyor."

"Hep üstüme gelin zaten."

"Yapma şöyle be."

"Küstüm. Ve gidiyorum." Edra sınıftan çıkıp gitmişti. Peşinden hoca girince Yağız izin isteyip peşinden gitti. Neredeyse bir ders boyunca gelmemişlerdi. Teneffüste gülerek içeri girdiler.

"Siz ne ara bu kadar yakın oldunuz? Malum Edra, Yağız kelimesi geçince kalkar giderdin."

"İyi çocuk kanka olduk."

"Sadece kanka olsak yine iyi." Yoksa Edra'nın yeni sevgilisi Yağız mı? Hayır değildir, ya öyleyse. Ama öyle olsa Yağız derdi ya da belli ederdi.

"Nasıl sadece kanka olmamak?"

"TDK küfür ediyor şuan Yeşim."

"Kendisi görümcem oluyor."

"Aptal herif, kadına denir görümce, kaynınım ben senin."

"Siktir Toprak ile mi sevgili ?"

"Evet. Sağol Yağız ya."

"Kına ne zaman yapıyoruz."

"Şunun diline düşürdün ya beni ne diyim sana."

"Ben salmıyorum ve Yeşim'e havale ediyorum seni kardeşim."

"Hayırlı olsun Edra."

"Teşekkür ederim darısı size, yani sana."

"Gülme it herif çarparım ha."

"Çocuklarla uğraşıyorum. "

Üçü bir ağızdan "EFE!" Diye bağırdılar. Neyse beter olsunlar.