when we met

69 7 2
                                    

HALLOOO yazmadan önce uyarayım uzun süre sonra yazdığım için yanlışlar olabilir.

Hyunjin her zamanki gibi ders çalışmak için kütüphanede gece geç saatlere kadar ders çalışmıştı. Akademik başarısı onun için oldukça önemliydi. Ders çalışmak,yemek yemek ve okula gitmek dışında ne bir aktivitesi ne bir arkadaşı vardı. Yeni başladığı okulunda ilk günü çoktan uyuyakalarak kaçırmıştı. Gece geç saatlere kadar ders çalışmış ve masada uyuyakalmıştı. Alarm her ne kadar ısrarla çalsa da çok yorulmuş olmalıydı ve telafi etmek için akşama kadar hiç dinlenmeden çalışmıştı. Önceki okulunda gizli zorbalık görüyordu. Kaç tane okul değiştirmiş olsa da yapamamıştı ve bu boşluk derslerini de kötü etkilemişti. En azından ilk gün gidip iyi bir izlenim bırakmalıydı. Belki bu sefer her şey yolunda gider, bir arkadaş edinirdi. Hyunjin başının dönmeye başlamasıyla ellerini başına siper etmişti. Bu sıralar ciddi baş ağrıları ile mücadele ediyordu muhtemelen stres yaptığı içindi. Defterlerini,kalemlerini çantasına koyduktan sonra çantasında zarar gelmemesi için notlarını eline almıştı.

Hava bugünlerde her ne kadar güzel olsada geceleri soğuyordu. Bunu hesaba katmamış olan hyunjin hasta olmama umuduyla yürüyordu. Ne bir araba sesi,ne de insanların o gürültülü sesleri yoktu. Bu saatlerde huzur içinde sessizlik ile yürüyordu. Yolda hiç araba olmadığından karşıya geçmek için umursamadan yola atlamıştı. Karşısından gelen beyaz ışığı görmesiyle kendisini öne atmıştı. Motosikletli serseriler az kalsın Hyunjin'i eziyordu.

(Hyunjin'in ağzından)

Cidden bu serserilerin altına kim motor vermişti. Son hız geçip giden Motosiklet 'in ardından bakakalmıştım ki muhtemelen öbür motora yetişmeye çalışan bir motor daha son hızla geçmişti. Önüme döndüm ve söylenerek yürümeye devam ettim. Kınamamam gerekiyordu sonuçta kınadığım her şey başıma gelmişti.

Sokaklardan geçmeye devam ettim. İnsanlar hâlâ kafelerde oturuyor ve sohbet ediyorlardı bazıları kaldırımı ele geçirmiş çete gibi insanlara çatıcak yer ayıyordu. Daha fazla beyaz ışığa yakınlaşmamak için eve daha hızlı adımlarla gittim ve alarmımı kurarak kendimi yatağıma attım. O kadar yorgundum ki kıyafetlerimi değiştirecek ne halim ne de zamanım vardı. Tavana bakarak yarının güzel geçeceği konusunda kendimi teselli ediyordum fakat ağırlaşan uykum beni güzel bir rüyaya çoktan sürüklemişti.

(Jeongin'den)

Dışarıda Changbin ile girdiğimiz iddia dan sonra motorlarımıza atlamış ve birbirimizle yarış yapıyorduk. Kaybedip yemeklerin hesabını ödemeye hiç niyetim yoktu o yüzden olabildiğince boş yolda son süratla gidiyordum. Benim hayatım buydu işte motorum,gece ve arkadaşlarım bunlardan başka bir şey çok bilmezdim. Motorumun üstünde huzurluydum ben ve bana tek zarar gelmeyeceğine inandığım yerdi. Tüm bunlar kafamdan geçerken yaya geçidine umusamazca atlayan birinin üstüne sürüyordum. Geç farketmemle sağıma kırdım. Beynim ne yapacağını şaşırmıştı o an ve duraksamıştım. Böyle insanlar ne diye bu saatte umursamazca yola atlar ki diye içimden söverken motorumu rastgele bir yerin önüne bıraktım. Changbin ise geçikmeden arkamdan gelmişti. Beraber yemek yerken bir yandan da konuşuyorduk.

"Bugün niye gelmedin o kadar eğlendik ki hoca eğer çöpe basket atarsam dersi bırakacağını söyledi bende tüm basketçi kişiliğim ile basketi atamadım ve tüm gün sıkıntıdan ölücektim."

"Basketçi kişiliğin mi var senin amk"

"Onu bunu bırakta sınıfa yeni biri geldi"

"Nasıl"

"Nakil almış işte"

"Onu mu soruyorum mal nasıl biri diye soruyorum"

"He bilmiyom ki gelmemiş bugün yarın görürüz"

Yemeğimizi yerken 5 yıl önceki olaya bile gülüyorduk. Yemek bittiğinde hesabı canım arkadaşıma kitleyip huzurla evime doğru gidiyordum. Şimdi uyusam 4 saat uykumu alabilirdim belki diye düşünürken kapımı açtım ve yatağıma atladım. Biraz telefona bakıp instagram dmlerimi kontrol ederken uykuma yenik düşüp çoktan uyuyakalmıştım.

Do I Wanna Know- HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin