one shot - minsung -

1

"neredesin jisung?"

"bir sorun mu var sevgilim?"

"nerede olduğunu sordum?"

sinirli çıkan sesi korkutmuştu açıkçası

"şey"

"hyunjinin evindesin değil mi?"

"sen nasıl-"

"biliyorum jisung"

"neyi?"

"sizi gördüm..."

lütfen başka bir şeyden bahsediyor ol minho...

"inkar bile etmiyorsun yani?"

"ne gördün minho"

sesim düşündüğümden daha da soğuk çıkmıştı

"dün gece neredeydin? senin yerine cevap vereyim mi? yine hyunjin ile birlikteydin"

"minho"

"adımı bir daha ağzına bile alma"

"ama-"

"sabah beni öpmeye çalıştığında izin vermemiştim hatırlıyor musun? sence neden? dudaklarının başkasını öptüğünü bile bile nasıl ben de öperdim? ve o kişi benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi"

"özür dilerim..."

histerik gülüşü geldi kulağıma

"özür mü diliyorsun gerçekten? üzgün müsün? sadece vicdanını rahatlatmak için özür dilediğini ikimizde biliyoruz"

"minho senin kötü geliyor. Neredesin?"

"arabadayım"

"eve gel, yüz yüze konuşalım"

"seni görmek istemiyorum"

"minho lütfen"

"adımı söyleyip durma!"

"tamam sakin ol, en azından dikkatli bir şekilde kullan arabayı"

"sana soracak değilim"

"sana emir falan vermeye çalışmıyorum minho... lütfen bir kaza olmadan gel"

"gelmiyorum jisung"

"ne yani bu kadar hızlı mı?"

"beni aylardır en yakın arkadaşım ile aldatan kişiyle aynı evde kalamam kusura bakma"

sesindeki alayı iliklerime kadar hissetmiştim

"lütfen yüz yüze konuşabilir miyiz?"

"hayır, seni bir daha görmek istemiyorum hatta sesini bile duymak istemiyorum"

"minho lütfen"

"senden nefret ediyorum jisung"

benden nefret etmemesini söylemeye hakkım olmadığını bildiğim için bir şey demedim

"ama en çok nefret ettiğim sen değilsin kalbim... sana aşık olan kalbimden nefret ediyorum"

"özür dilerim..."

"üzgün değilsin biliyorum, boşuna özür diliyorsun"

"hayır, gerçekten üzgünüm"

"özürünü istemiyorum, seni istemediğim gibi"

"dikkatini yola ver lütfen, sonra konuşalım"

"şimdi kapatırsam bir daha konuşmak için bir şansın olmayacak"