Baker sokağında sıradan bir gündü. Tabi ne kadar sıradan olabilirse. Son zamanlarda hiç suç işlenmiyordu sanki. Her zamanki gibi John kalktığında Sherlock kendini deri koltuğa atmış düşünüyordu. Ama ne düşündüğü meçüldü.
John yine her zamanki gibi Bayan Hudson dan kahvaltı istemiş, gazetesini eline almış bekliyordu. Bütün başlıklara göz atıp ilgisini hiçbiri çekmeyince elindekini dünün gazetesinin üstüne attı. O sırada gözü istemeden Sherlock a kaydı. O mükemmel yüzü, bembeyaz teni, darma dağın saçları, çenesinin altında birleştirdiği elleri ve o ... Hayır! O sadece John unu arkadaşıydı. Arkadaş. John a en çok da bu koyuyordu. Ona hayrandı her yönden. Hatta belki aşıktı. Evet evet ona aşıktı. Ama o Sherlock Holmes dü. Onun mükemmeliyetçi ve kusursuz zihnine göre değildi. Yada o öyle sanıyordu.
John, Sherlock u hayranlıkla izlerken Bayan Hudson geldi. John hemen kendini toparladı ve yemek masasına gitti. O sırada Sherlock da oturduğu yerden kalktı ve dışarı çıkmak için pardesüsünü, atkısını ve eldivenlerini giydi. Tam John "nereye? " diyecekken. Kapının kapanış sesi geldi.
John bu sıkıcı yaz gününde ne yapacağını düşünürken geçenlerde gittiği bar geldi aklına. Oraya gidebilir ve biraz kafasını dağıtabilirdi.
°°°
Akşam olmuştu. Sherlock eve daha yeni gelmişti. John hala ortalarda yoktu. Sherlock tam yatak odasına yönetirken John geldi. Ve evet alkolü biraz fazla kaçırmıştı. Hemen kendini kanepeye attı. Sherlock kör kütük sarhoş olan John a baktı ve istemeden gülümsedi. O aşırı düzenli asker yoktu karşısında , ayakta bile zor duran biri vardı.
Sherlock sızdığını sandı tam gidecekken bir ses
"Sherlock bekle"
Sherlock hemen arkasını döndü. John a bakmaya başladı.
"Sherlock sana birşey söylemeliyim."
"Seni dinliyorum " dedi Sherlock halla yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
John Sherlock un gözlerini baktı. Lafı hiç uzatmadan.
"Sherlock ben sana aşığım. Seni çok seviyorum. Sen bunu anlamasanda. Sen Bay Sherlock Holmes senin o hayranlık uyandırıcı derecede kusursuz bir dengeyle çalışan zihnin aşk ne anlamasada. Ben seni çok seviyorum."
Sherlock un yüzündeki tebessüm birden yok oldu. Onun yerini şaşkınlık almıştı. Tek kelime bile edemiyordu. Ona ne oluyordu. Aslında o aşkın ne olduğunu çok iyi biliyordu çünkü o zaten aşıktı John Watson a.
Nefesini düzene sokabildiğinde John çoktan uyuyakalmışım. Sherlock da artık yatmalıydı.
Kendini yatağına bıraktığında hala aklı John daydı. Sonunda tekbir şey söyleyebilecek hale gelmişti. Fısıldayarak.
"Bende." diyebildi.Lütfen fikirlerinizi belirtin çünkü yazma konusunda pek iyi olduğum söylenmez. Saygı çerçevesinde her eleştiriye açığım. 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
johnlock X / oneshot
Short StorySherlock un hiç açıklayamadığı ( veya ne olduğunu bilmediği ) hislerine sonunda engel olamaz , John ise hep bildiği ama söylemekten korktuğu gerçekleri korkusuzca itiraf ederse... Bu benim ilk kitabım umarım seversiniz. Seviliyorsunuz💜