"defterimi okuma hakkını sana kim verdi? sen kim oluyorsun da benden izinsiz defterimi okuyorsun?" çok sinirliydi oikawa. sinirli olmasının iki sebebi vardı;
birincisi, defterinin izinsiz okunması.
ikincisi, iwa-chan'ın kendi hayatı hakkında düşündüklerini bilmesi.
iwa'nın bunları bilmesi gerçekten de iyi değildi. oikawa ile anaokulundan beri tanışıyorlardı ve hoşlandığı çocuğun kendinden bu kadar nefret etmesi onu çok üzüyordu.
oikawa mükemmeldi. çok yakışıklıydı ve çok güzel bir fiziği vardı. bunu birilerinin fark edip etmemesi çok önemli değildi, iwa bilse yeterdi. bir de kendisi.
"sikerim defterini de seni de, asıl sen kim oluyorsun da bana bu defter hakkında hesap sorabiliyorsun? gerçekten kendin hakkında böyle düşündüğünü bilmiyordum, acizsin. kendi dediğin gibi."
şaşırmıştı, ilk defa iwa'nın bu kadar çok kelime etmesine ve kızmasına şaşırmıştı. kendisine bu kadar değer verdiğini bilmiyordu. sadece sıradan bir arkadaş olduklarını düşünüyordu.
"bu mu açıklaman? ne düşünüp düşünmemen umrumda değil. bir daha böyle bir şey yapma. okuma yani kendi hakkımda yazdığım şeyleri."
iwa iyice çileden çıkmaya başlamıştı. kendisini bu kadar değersiz görmesi onu çıldırtıyordu. 'güzel olduğunu görmemen için kör olman gerekiyor.' diye geçirdi içinden. ardından da gözlerini bal rengi olan gözlere dikti.
"oikawa, sana çok değer veriyorum ve kendin hakkında düşündüğün şeyler bana çok saçma geliyor. yakışıklısın, güzel bir fiziğin var, oldukça iyi görünüyorsun, iyi kalplisin, yardım seversin. nasıl böyle şeyleri düşünmeyip övünmediğine şaşıyorum ben."
devam etti iwa nefesini toparladıktan sonra. "insanlar benden tiksiniyor yazmışsın, o zaman ben neden sana aşığım? tiksinmiyorum, hem de hiçbir yerinden. söylediğim her şeyde ciddiydim ve bunları fark etmen için her şeyi yapacağım."
oikawa ne düşüneceğini bilemiyordu. hayatında en değer verdiği insanın ağzından bunları duymak kalbini hızlandırmıştı. her ne kadar iwa'yı arkadaşı olarak görse de, bu bir şeyleri fark etmesini sağlamıştı.
"iwa-chan, böyle düşündüğünü bilmiyo-"
"bilmiyordun tabii ki de, bilseydin o deftere öyle şeyler yazmazdın. suç ben de, sana değerli hissettirememişim. özür dilerim oikawa, sadece bana bir şans ver. seni çok mutlu edeceğim, söz veriyorum."
oikawa nedense hayatında ilk defa değerli hissediyordu. meğersem birisinden bunu duymaya ihtiyacı varmış. ve bu kişinin de iwa olacağını hiç tahmin etmezdi.
"sana bir şans vereceğim ve bir kere olsun bencil olacağım. beni iyileştir, iwa-chan. iyi hissetmemi sağla. eğer kendime gelirsem hislerine karşılık verebilirim."
havanın soğuk olmasına rağmen iki gencin vücudunu ateş basıyordu. oikawa hissettiği şeyin ne olduğuna karar veremeden iwa'ya sarıldı ve kollarını sımsıkı sardı. aynı şekilde karşısındaki oğlan da kollarını oikawa'nın boynuna sarmıştı.
böylece iwa-chan oikawa'yı iyileştireceğine söz vermiş oldu.
—
gecenin bir saatinde hangi kafayla yazdığımı bilmiyorum ama sonunun böyle bitmesi beni rahatlattı açıkçası. kiss veremediğim için üzgünüm, kendiniz hayal edin. teşekkür ederim okuduğunuz için 😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
disgusting イ iwaoi
Short Storyiwaizumi oikawa'nın kendine hakaret ettiği defteri bulur.