2.Bölüm

21 3 0
                                    

Saçlarımı kaşıyarak ayaklarımı yataktan sarkıttım. Ayaklarımı soğuk zemine basarak içime hafif bir titreme yayılmasını sağladım. Odamın karşısında ki banyoya ilerledim. Aynada kendime bakıp yaptığım saçma hareketlerden sonra kaslarımı gevşeterek esnedim. Ellerimi yüzümü yıkarken bugün neler yapabileceğimi düşünüyordum. Başkalarının aksine tek bir arkadaşım bile yoktu. Fakat dert etmiyordum. İsteseydim zaten olurdu.

Yeşil çayımın son damlalarını yudumlarken tostumdan bir ısırık daha alarak bitirdim.

Evde okumak için kitap ararken hepsini bitirdiğimi fark ettim. Buralarda yeni olduğum için henüz eşyalarımın nakliyesi tamamlanmamıştı. Kitap okumak istiyordum. Okuyup aklımda ki saçma düşünceleri kendimden bir adım ötede tutmak.

Motuma sarınarak caddede ilerlemeye devam ettim. Karşımda gördüğüm kütüphanenin açık olmadığını gördüğümde gözlerimi devirip ilerlemeye devam ettim. Biraz ileride bir kütüphane daha görünce seri adımlarla sıcak, yeni kitap kokan, huzurlu ortama giriş yaptım. Minik ve renkli odaya bakarak tebessüm ettim. Girişin sağ kolunda bulunan kitaplara ilerledim. Mor kapaklı bir kitap gördüğümde kapakta ki ilginç desenlere bakarak 'garip' dedim. Elime alarak kapağını incelemeye başladım.

"İyi seçim." Korkuyla karışık ani gelen adrenalin duygusunu gizlemeye çalışarak kitaba bakmaya devam ettim.

"Sanırım.." Sessizce mırıldandım. Kafamı kaldırarak karşımda ki yapılı adama baktım. Tanıdık gelen gözleri kaşlarımı çatmamı sağlarken elini uzattı.

"Arat Biray." Elim istemsizce bileğime giderken bileğimdeki tokayı çekip çıkardım. İçinde ki yazıya bakarak gözlerimi biş bir ifadeyle yüzüne çevirdim. Şaşırmıştım fakat şaşırdığım olay onunla karşılaşmamız kesinlikle değildi. Uzattığı eline kısa bir bakış attım.

"Kimsin sen?" Donuk bakışlarından ve ciddi duruşundan taviz vermeden elini indirerek cebine soktu.

"Tanımak istemeyeceğin biri."

"Ne istiyorsun benden?" Yanıma bir adım daha yaklaştı. Tokayı alarak tekrar saçımı topladı.

"Hiçbirşey." Elini yanağıma değdirdi, yavaşça okşadı. Elime gelen titremeyle karışık uyuşma hissi ile onu ittim.

"O zaman benden uzak dur." Kitabı bırakarak hızlı adımlarla kütüphaneden çıktım. Caddede seri adımlarla ilerlemeye başladım. Kahverenginin en koyu tonuna sahip gözleri keskin bir tanım aldı beynimin bir köşesinde. Hızlı adımlarıma karnımın guruldamasıda eklenince eve gitmekten vazgeçerek buraya taşındığımda geldiğim pastanenin yoluna saptım.

Biraz ilerledikten sonra gördüğüm minik dükkana giriş yaptım. Yanıma yaklaşan garsona gülümseyerek baktım. Buraya ilk gelişimde karşılaşmıştık.

"Hey, selam."

"Selam Çınar," yanımda ki sandalyeyi işaret ederek tekrar gülümsedim. "otursana."Kasanın yanındaki adamı gösterdi.

"Haber verip geliyorum." Usulca başımı sallayıp ilerleyen, uzun bedenini izledim. Yanındaki adam anlayışla başını sallarken memnun olmuşcasına gülümsedim. Çınar yanımdaki sandalyeyi çekerek oturdu ve elindeki kahveleri masaya koydu. Yüzüne yerleşen gülümsemesine karşın yeni fark ettiğim kocaman gamzelerine mest olmuşcasına baktım.

"Dokunmak ister misin?" Bakışlarımı fark ettiğini anladığımda tüm dişlerimle sırıttım.

"Evet, çok isterim." Parmaklarımı derin gamzelerine bastırırken yüzüme şapşal bir gülümseme yerleşti. Ve yüzünü masum kılan gamzeleriyle oynamaya zevkle
devam ettim.

Anahtarları ellerimde çevirerek endişeli yüz ifademle küçük anahtarı arıyordum. İki tanesinin arasındaki küçük anahtarı alarak koşar adımlarla üst kattaki küçük odayı açtım. Buraya kimse girmemeliydi. Ki eve geldiğimde ki şok daha büyüktü.

Merdivenlerin sonunda başımı usulca kaldırdım. Hafif aralanmış evimin kapısını görünce içime bir tedirginlik hissi yayıldı. Kapının yanına baktığımda zorlama yoktu. Açık unutmamıştım. Daha fazla zaman kaybetmemek için hızla eve girdim. Üst kattaki küçük odanın kapısını açmaya çalıştığımda bıraktığım gibi kitli olduğunu fark edince azda olsa rahatladım. Odamda bulunan küçük çekmeceden anahtarlığı aldım ve küçük kapının küçük anahtarını aramaya koyuldum.

Kutunun yanındaki sandalyenin karşısına geçtim. Sandelyenin üzerindeki küçük tokayı elime aldım. İçinde kendini belli eden yazıya baktım.

"Artık sırrını bilen birisi var." /Arat Biray

Titreyen ellerimi saçlarıma daldırarak düşündüm. Onu nasıl bulabilirdim? Nasıl saklayacağından emin olabilirdim?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PudraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin