Musterion.

843 51 23
                                    

Bacağımı sıyıran hızlı ve keskin kılıç darbesiyle dişlerimi sıktım. Dakikalardır verdiğim mücadelenin sonu gelmek bilmiyordu. Her zamanki zevk ve acı dolu dakikalar öfkemi beynimin ücra köşelerinde tutamamamdan ötürü zehirli dakikalara dönüşüyordu. Normal zamanlarda canım yanarken ne yaptığımın farkında olurdum. Hamlelerim bir robottan farksızdı. Çünkü alışmıştım. Jeon Jeongguk'un bana olan her hamlesine alışmıştım. Kalbime olduğu gibi bedenime zarar vermekten geri durmazdı. Antrenmanlarda yaptığı her hamleyi bir şekilde püskürtüp üstünlük sağlasam da kalbime yaptığı hiçbir hamleyi püskürtemiyordum. Jeongguk da bana yaptıklarının farkında olarak geri durmuyordu.

Ona kızıyordum, it gibi kızıyordum. Şekilli gözlerinin üzerinde günlerce geçmeyecek bir acı ve iz bırakmak istiyordum. Kalbimi avuçlarının içine alıp sıkarken karşısına geçip hesap sormak istiyordum.

'Nasıl yapıyorsun?'

'Sen olan, senin için atan bir kalbi nasıl paramparça ediyorsun?'

'Hiç mi yüreğine dokunmuyor? Nefesine hiç mi yük olmuyor?'

Haykırmak istiyordum. Jeongguk'a söylemek istediğim tonlarca harfim vardı. Kelimeler, cümleler artık ağır geliyor, yetmiyordu. Yüzüme baksa, karşıma geçtiğinde beni ciddiye alacağını bilsem saatlerce, belki günlerce konuşur, susmazdım. Biliyordum, benimle konuşmak isterse o da susmazdı. Jeon Jeongguk böyleydi. Her yaştan insanla sohbet eder, herkesi kendine aşık ederdi. Olimpos'ta herkes bayılırdı ona. Annesine rağmen herkes aşıktı Jeongguk'a. Küçük kızlar yaz mevsiminin gelişiyle birlikte tarlalarda yetişen en güzel çiçekleri toplamak için iterlerdi birbirlerini mesela. Ona vermek isterlerdi. En çok da bu sebepten nefret ederdim ondan.

Sekiz, dokuz yaşındaki veletleri bile kendine aşık ettiği için.

Elimdeki ucu keskin mızrağı üst bedenine doğru salladığımda her zamanki gibi hamlemi bir hiçmiş gibi defetti. Ruhum, Jeongguk'a yenilmenin verdiği huzursuzluk duygusuyla bedenimi boğmaya çalışıyordu. Güçlükle ciğerlerime dolan hava yetersizdi. Nefes nefese kaldığım yetmiyormuş gibi bir de içimdeki sonu bitmek tükenmek bilemeyen öfkeyle baş etmeye çalışıyordum. Durmalıydım. Jeongguk'a zarar vermeden durmalıydım. Annemden gelen gücüm ve yeteneğimin getirdiği avantajı kullanacak kadar hırsımın kontrolü altına girmeden durmalıydım. Fakat geç kaldım. Dakikalar boyunca süren savaşımız düşüncelerimi eylemlerime dökmem için çok uzun bir süreye tabi buldu. Jeongguk'un mızrağımın ucundaki boynu ve bir adım arkasında olan uçurumla ne yaptığımın farkına vardım. Nefes nefese kalışı, aralık kırmızı dudakları ve göz alıcı bedeniyle tam karşımda duruyor, gözlerimin içine bakıyordu. Ben Jeongguk'un bu bakışını tanıyordum. Jeongguk'un bütün bakışlarını tanıyordum Zihnimde kodladığım her bir bakışını, her bir davranışını, hatta her bir gülümsemesini tanıyordum. Bu onu iyi tanıdığım, kendimden iyi bildiğim anlamına gelmiyordu. Eğer bu şekilde olsaydı onu varlığıma anlam kazandıracak kadar çok sevmezdim.

Çünkü ben her şeyden önce Medusa'nın oğlu Jeon Jeongguk'u anlamıyordum, anlayamıyordum.

Anlayabilseydim parlak gözbebeklerindeki her bir nokta bu kadar canımı yakmazdı. Kalbimin tek vasfı kan pompalamak olmazdı. Bir parça zehir enjekte edilmiş gibi kıvrandırmazdı beni yüreğim. Günlerim, yavaş yavaş kalbimin öldüğünü hissederek acı dolu geçmezdi. Bana içimi titretecek kadar güzel bakarken, hareleri içimdeki küçük çocuğun kafasını okşarken neden yanımda olmadığını anlardım. Karşıma geçip olmadığı için diretmeme sebebini bilirdim. Olmadığını anlayabileceğimiz kadar da denememiştik ki biz. Jeongguk, beş yaşımdan beri yere düştüğümde beni ayağa kaldırmak için yanımdaydı. Ellerimi asla bırakmayacak gibi tutar, hemen ardından beni yamacın tepesinden aşağı bırakırdı. Ellerim, soğukla baş başa kaldığında parmak uçlarıma lanetler yağdırırdım. Avucuma sıraladığım küfürlerin haddi hesabı yoktu. Jeongguk'un sıcaklığını yuva edinmiş ellerim, ondan uzak kaldığımda kutuplardaki bir çöl bitkisine dönmemeliydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 29, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MusterionWhere stories live. Discover now