Dinahara'da merkeze uzak bir nokta.Nirenyolu sokak sabah saat 7 suları.Bir aile apartmanının 3. katı 11. daire.2 odalı bir evde en arkada kalan odada bir alarm sesi.İnsanı çileden çıkartmak için icat edildiğine emin gözüyle baktığı alarmı tek bir haraketle durduran bir genç.Nise Alizer, 14 yaşının ortalarına bile henüz girmemiş kısa saçlı, çok bir özelliği olmayan bir çocuk.
Yorganını üstünden attı;yatağında doğrulmaya çalıştı, eliyle gözlerini biraz avuşturup boynunu kütletti ve en sonunda yataktan kalkmayı başardı.Sakin adımlarla odasından çıktı.Yaşadığı ev dayısının eviydi, anne ve babası o doğduktan birkaç ay sonra ölmüştü.Evin her yerine asılmış raflardaki resimlerle bakarak tanımıştı ailesini.Tabi herkesten duyduğu hikayelerde dahil, babası Nium Alizer Saldırgan rütbesinin son taşıyıcısı olarak ölmüştü ve bir savaş kahramanıydı.Küçüklüğünden beri herkes ona babasının dev haliyle ilgili asla ama asla cevap veremeyeceği sorular sormuştu.Annesi de keza aynı düzeyde saygı duyulan ve hatırlanan bir savaş kahramanıydı, inanılmaz duyulara ve çevikliğe sahip bir vahşi.Gene onunla ilgili bildiği şeyler sadece bunlar.
Ailesini çok küçük yaşta kaybettikten sonra annesinin silah arkadaşlarından biri onu evlat edinmeyi kabul etmişti.Şu günlerde şeflik ve gurmelik yapan gazetelerde ve yemek programlarında adı eksik olmayan Neco Karayürek.Uzunca bir süre 'Felaket' kodadıyla Süvari olarak çalıştıktan sonra emeklilik yıllarını Nise'i büyüterek ve en büyük tutkusu olan yemekler ile geçirmişti.
Nise onun odasına baktı,yatakta horlamalar eşliğinde huzurlu bir şekilde uyuduğunu görünce ,ister istemez gülümsedi.Dayısı diye hitap ettiği en ufak bile kan bağının bulunmadığı bu adama minnettardı.Çocukluğundan beri bir kez olsun ailesinin yokluğunu ona hissettirmedi.
Ancak, bu durum diğer insanlar için geçerli değildi. Biri soyadını ya da ailesi ile ilgili ufak bir detayı öğrenmeye dursun anında asla cevaplayamayacağı cevapları soruyordu.Sırf bu yüzden uzunca bir süre insanlardan uzak durmayı seçti.Bilinmez olmak ve odadaki herhangi biri ona ihtiyaç duyulana kadar varlığı hatırlanmayan bir eşya kadar umursanmamak onun için sorun yaratmıyordu.
Mutfağa gidip buzdolabını açtı iki tane yumurta ve tereyağ çıkartıp tezgaha koydu.Alt dolaptan çıkardığı bir tavayı ocağın üstüne koydu, kısık ateşte tavanın altını açtı bir iki çatal tereyağını tavaya atıp erimesini izledi.Dayısından öğrendiği gibi tam cızırdamaya başlamadan hemen önce yumurtaları ardı ardına kırdı.Birbiri ardına kırdığı yumurtalar tereyağı ile aynı anda kızarmaya başladı.Kızarmaya başlayan yumurtanın kokusu anında burnuna vurdu.Çocukluktan beri en büyük yeteneği işte buydu; dünyanın en iyi koku alma duyularından biri.Annesi ve babasından ona kalan tek ve yegane şey.Annesinin Vahşi çevikliği ya da babasının matematik zekasını bile doğru düzgün alamamıştı.Diğer insanlardan farklı olarak Dinahara daki birçok insandan daha işlevsiz bir doğuştan gelme yeteneğe sahipti.
Üst dolaptan aldığı tabağı tezgaha koydu ve altı kapalı spatulayı alıp yumurtayı tabağa yerleştirdi.Tavayı lavabonun içine koyup çeşmeyi açtı.Tavadan yayılan buhar gözlerini kısa süre yaktığı için refleks gereği bir iki saniye gözlerini kapadı.Ortamdaki kokunun rahatsızlık edici dereceye vardığını görünce balkon camını açtı.Buzdolabına tekrar yürüyüp dolaptan süt çıkardı ve dolaptan aldığı bardağa doldurdu.Kahvaltı niyetine her zaman farklı şeyler denemesine rağmen o sabah gereğinden fazla uğraşmak istemedi.Tabağını mutfaktan salona taşıdı ve sehpaya yerleştirdi.Koltuğun ucundan televizyonun kumandasına uzanıp televizyonu açtı.Sabah programı izlemeyi sevmesi bir yana sabah röportajları ona hayatla ilgili birkaç fikirde verebiliyordu.
Kulağa acınası gelebilir.Ancak çocukluğundan beri hayatında ne olmak istediğine dair tek bir tane bile hayali olmamış biri için bu normal kabul edilebilir bir şeydi.Televizyonun düğmesini açtığı gibi spor kanallarını açtı.Spikerlerin abartılı anlatımı onun için eğlenceliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntertal 3. Nesil
RandomUzun yıllar önce Kral İsigar'ın yönettiği tek bir dünya 4 yargıç tarafından 9 farklı dünyaya ayrıldı.Ortaya çıkan ırklar uzun süre barış ve huzurla yaşadıktan sonra barış birçok güç tarafından baltalandı.Farklı diyarlardan gelen kahramanlar,savaşçıl...