Gün doğmak üzere herkesin bacasından çıkan dumanla gök yüzünü bi sis sarmiş. etraf görünmez bi kış yaşarken bu sabah erken uyananarak okula hazırlanmak için yüzümü yıkamaya gittim soğuk suyu her yüzüme vuruşta bi rahtlık hiseder oh be bu günde geçicek diye fısıldadım, kıyafetlerimi giyindikten sonra saçlarımı düz yaptım montumu
sıkı giyinerek evden çıktım durağa gidecektim. Hava sis ve bi o kadar karanlıktı mahale lambası yanmıyordu, dış kapıdan çıkarken kulaklığımı çantamdan çıkarıp kulağıma takıp durağa yürümeye başladım kulaklıktan çıkan dertli müzik ile her sabah stres beraberinde boğuyordu durağa gelen 17 nolu otobüse, bindim cüzdanımdan öğrenci kartını çıkartarak bastım ve sağ cama bakan koltuğa, oturarak camdan puslu karanlık sadece ışıkların göründüğü yere odaklanmış, varacağım yere kadar o noktadan gözümü ayırmamıştım okula bir durak kalmıştı, kalkarak durma dümesineBasıp Otobüsten indikten sonra yürüyen öğrencilerle okula yurümeye başladık arkamdan ece diye seslenen bi ses duyarak arkamı döndüm emirhan'ni seslendiğini gördüm yanıma emirhan gelerek.
- günaydın ece nasılsın diyerek çok üşümüş bi halde elerini ovalıyordu
- iyim sanada günaydın sen nasılsın emirhan bugün sınav vardı çalıştınmı
- evet az çalıştım dedikten sonra okula geldik şubelerimiz farklıydı emirhan B şubesine bende D şubesine girdik
-iyi dersler emirhan görüşürz diyerek sınıfa geçtik.
- bağırarak bana sana da iyi dersler ece dedikten sonra sınıfına girdi .
Ders kimyaydı en ön orta sırada oturuyordum biran önce tenefüs olmasını istiyordum kiz arkadaşıma saatin kaç olduğunu sordum 10 dk olduğunu söyledi ve ben oh be dedim zaten aklım derste değildi arkadaşımdan konuyu alirim dedim ve zil çaldı, sınıftan dışarı çıktım o sırada emirhan da sınıfından çıkıyordu yanıma gelmesin diye lavaboya gittim ve lavaboda aynanın karşısına geçip, kendime baktim biraz onaylandıktan sonra zaten zil çaldı ve direk çıkıp sınıfa geri döndüm, herkes bi yerde sohbet ediyordu bende sırama oturup kitap okumaya başladım masama batuhan geldi
-napiyorsun ece bu aralar durgun ve bi okadar sesizsin neyin var? Dedi ve ben- iyim yo kitap okuyorum öyle işte eee sen nasılsın bakım diyerek lafı değiştirdim.
- batuhan bana ciddi bi şekilde bakarak şaka yapmıyorum ece bu aralar gerçekten bizden çok uzaksın neyin var?
- ve dedim batuhan çıkışı sana anlatırım şimdi hoca gelir olmaz tamamı.
- batuhan tamam dedi sıra zaten içeri hoca girdi.
- Merhaba gençler nasılsınız bakalım
- sınıfca iyiz siz nasılsınız hocam dediler ben suskun onların dinledikten sonra oturduk .
Hoca dersi anlatmaya başla dı bende elimdeki kalemle deftere küçük gül çiziyordum bilmiyordum aklım almıyordu bu aralar dersleri üstüme herşey geliyordu, içim çok karmakarışık bir tünelde kaybolmuş kendini arıyor gibiydi ve o sırada hoca bana
- Ececim ıyimisin yoksa dersimi sevmiyorsun? O sırada ayağa kalkarak
-hayır hocam sadece uyukusuz kaldığım için kusura bakmayın yoksa en sevdiğim ders. Dedikten sonra hoca
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alev
General Fiction"30 Ekim 04:15 Ece 17 yaşında genç bir kızken yaşadıkları onu olgun yapmıştı hayata dayanmayı ayaklarının üstünde durmayı öğretmişti ama bi ayrı mesele vardı ki aşk onu çaresiz tüketmiş ne yapacağını bilmez olmuştu ilerleyen zamanı hızlı geçmekteyd...