1 aydir ananem cani sikildigi icin bizde kaliyo nine katili olmama cok az kalmisti sonra sirf eglence cikarlarim icin onu kullanmaya basladim. bana icon seciyo su an
mimhoyu pek begenmedi kafasi yamuk falan diyokamxlalQQ ama halletcez.
__
1 ay sonra
Derste yine ve yine Jisung'a bakmamak için gösterdiği onca çabadan sonra çantasını toplayıp sınıftan çıktı Minho. Son 1 ayda ara sıra Hyunjin ve Jeongin ile konuşmuştu, arkadaşlığını sıkı bir şekilde devam ettirdiği tek kişi Seungmin'di.
Changbin ve Felix ile de arada görüşüyordu ama ortam sıkıcılaşınca tekrardan kendi köşelerine çekiliyordu hepsi.
Jisung'a ise bir anda sinirlendiği için tekrardan onunla konuşmaya hazır hissetmiyordu kendini.
Gece uyumadığı için kantinden kahve almaya giderken arkasından gelen tanıdık sesle adımlarını yavaşlattı.
"Bu mudur yani Minho?"
Arkası dönük durmaya devam ederken omzunun ucundan baktı seslenen kişiye. "Ne diyorsun Jisung?"
Jisung yapmamak için kendini tutsa da dayanamayıp hızla Minho'nun bileğinden tuttu ve onu dışarıya doğru çekiştirdi. "Gel, konuşacağız."
"Gelmesem bile zorla götürüyorsun zaten..." diye söylendi sessizce Minho.
Kampüsten çıkıp yandaki ara sokağa girdiklerinde hava çoktan kararmaya başlamıştı bile. Akşam 6 derslerinden ikisi de her zaman nefret ettiğini belli ettiğinden havaya iğrenir gibi baktılar.
"Ee, neden geldik buraya?"
"Bak şimdi," dedi Jisung elini Minho'nun bileğinden çekip tümsekli yere otururken. "Ben konuşacağım ve cümlelerimi bölme, tamam mı?"
Minho ses çıkarmadan kafa sallayınca devam etti. "Böyle mi devam edeceğiz artık cidden ben anlamıyorum, sürekli beni görmemiş gibi davranarak daha ne kadar uzaklaşabilirsin ki benden? Senin sayende tekrardan sosyalleşirken neden bana bunu yapıyorsun? Bir şey söylesene amına koyayım soru soruyorum."
Dudağının kenarları yavaşça yukarı doğru kıvrıldı Minho'nun. "Daha az önce cümlelerimi bölme dedin Jisung."
"Cümlelerim bitmişti bir kere. Ayrıca çok saçma Chan sevgilisinden ayrılıyor, diğerleri kendince bir triplere giriyor tamam da sana ne oluyor?"
Resmen nefes almadan sinirle sıralıyordu aklına gelenleri, hararetli bir şekilde her kelimesinde ellerini de yukarı aşağı sallıyordu istemsizce.
"Hayır yani gözümün önündekini görmemem ne alaka anlamadım hiç. Tanıdığımız birisi benden mi hoşlanıyor?"
Minho avuç içiyle kendi alnına vurduktan sonra sokakta bir ileri bir geri yürümeye başladı. Bu kadar saf ve salak olmanın da abartı olduğunu düşündü içinden.
Jisung otururken bile yüzü Minho'nun yüzüyle aynı hizaya geliyordu. Kafası karışık bir şekilde sorusuna cevap beklerken Minho yavaşça yaklaşıp iki elini onun oturduğu yere yerleştirip suratına eğildi.
"Tanıdığımız birisi senden hoşlanmıyor Jısung, sana deli gibi aşık. Sen de bunu aylardır göremeyecek kadar körsün işte."
Minho her konuştuğunda nefesi suratına çarptığı için geri çekilmeye çalıştı Jisung. Bunu denerken ona inat olsun diye de bu sefer ellerini onun beline koydu Minho.
Hava iyice karardığı için sokak lambasının ışığı daha yeni açılırken ikisi de kafasını kaldırıp oraya baktılar bir süre.
Jisung tekrar kafasını eğdiğinde karşısında Minho'nun açık boynunu görünce bir iki saniye duraksadı. Çok güzel kokuyor, diye düşündü.
Büyük ihtimalle yapacağı şeyden pişman olacağını düşünse de kendisine hakim olamayıp minik dudaklarını hala sokak lambasına bakan Minho'nun boynuna değdirdi.
Minho beklemediği minik öpücüğü hissedince kalbinin duracağını düşündü bir anlığına. Dudaklarını geri çekmemiş çocuğun da ondan pek bir farkı yoktu.
Yaptığının tuhaf gözüktüğünü düşününce geri çekildi Jisung. Sonunda Minho ona döndüğünde hemen kafasında kurduğu cümleye sığınmaya çalıştı.
"Şey, pardon. Yani sen bir anda öyle şey yapınca, hani. Dudak.. Boyun işte ne dudağı? Kim dudak?" Bu cümle kafasında kesinlikle böyle değildi.
Minho onun suratına boş bir şekilde bakmaya devam ederken Jisung, tekrardan konuşmak için ağzını açtığında bu sefer kapanmasını sağlayan saçma cümleleri değil Minho'nun dudaklarıydı.
İkisi de anın verdiği heyecan ve korku ile birbirlerini nazikçe öpüyorlardı. Birisi sanki o hemen bırakacakmış gibi hissettiğinden o dudaklara daha çok asılırken, diğeri canını yakmamak için ayrı bir çaba sarfediyordu.
Jisung'un elleri hemen Minho'nun boynunu bulmuştu bile.
Minho tuttuğu o güzel, ince beli daha sıkı kavrayarak onu oturduğu yerden kaldırıp kendisini oturtmuştu, Jisung'u da kucağına.
Jisung anlık refleks ile bacaklarını Minho'nun beline sararken bu sefer de boynuna bırakılan yavaş öpücükler ile kafasını geriye atmıştı.
İkisi de başından beri konuşmayıp hızla nefes alıyorlardı, verdikleri şüpheliydi çünkü.
"Minho... Durmazsan ileriye gitmek isteyebilirim."
Jisung'un dediğiyle anlık duraksadı Minho, hayır diye cevap vermek istese de oldukları mekana baktığında durmak zorunda kaldı.
"Duralım bakalım." dedi dudaklarını yalayıp Jisung'a bakarak. "Şimdilik."
__
noluyo en nefrettigim duz yazi bu oldu cumle yapisi bilgisi 0 bu kizin he (changbin)
aslinda aklimda bu yoktu
.
horny anima gelmis olabilir herkesten ozur🙏🏻chanmin diye bisi de olmicak simdiden soyliyim onun icin okumayin fici, buna da ozur 🙏🏻
anane senden de ozur diliyom🙏🏻 durun bi kac foto bulmus hyunjin'i begendi he bu kari
NOLUR BOLUM HAKKINDA BISILER YAZAR MISINIZ BURAYA bakin dag ayiligi yapmadim ve ilk defa boyle bisi istedim.
pzevenklik yapmayin yazin tmm
hadi optum baybay!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
it has begun ✓
Fanfictionjisung: sanırım kaburga kemiğim kırıldı minho: sarhoş bir insan kaburga kemiğinin nerede olduğunu bilebilir mi jisung: bacağımızda değil mi ya kafamızda mıydı