18 •prose•

639 46 2
                                    

Kim Taehyung'un Anlatımından :

Göğüs kafesimin sol tarafında ki dört odacıktan oluşan organ bir anda deli gibi çırpınmaya başlamıştı. Ellerimin soğumaya başladığını, yoğun bir şekilde adrenalin salgıladığımı tüm benliğimde hissediyordum.

Lalisa Manoban benden resim atölyesine gelmemi istemişti, hem de bu sefer ne bir bilinmeyenin arkasına sığınarak ne de dijital bir ekranın ardına saklanarak.
Apaçık, kendim olarak gelmemi istemişti.

Kim Taehyung olarak.

Parmaklarımın zor kavradığı telefonu cebime attım, ve merdivenlerde ki korkuluklara tutunarak resim atölyesine doğru adımladım.

Tenha koridora giriş yaptığım esnada ahşap kapı tam karşımda duruyordu.

Ellerim kapı kulunu kavradı, yavaşça kapıyı açtım ve onu gördüm. Bol güneş alan pencerelerde ki perdeleri sonuna kadar çekmişti, güneşten rahatsız olduğu için.

Kurumuş boya lekelerine maruz kalmış masaya oturmuş, elinde tuttuğu portreyi inceliyordu, kendi portresini.

Onu çizmiştim, güzel oldumu bilmiyordum, çünkü lalisa fırça darbelerinden çok daha fazlasıydı.

Kapıyı kapattım ve sertçe yutkundum.

lalisa beni fark ettiğinde tabloyu yavaşça kenara bıraktı ve adımlarını bana yönlendirdi.

Gergindim, aramızda ki mesafeyi yavaş yavaş kapatıyordu, ve şu an çok yakınımdaydı.

Bir çiçeğe can verebilecek olan nefesi yüzüme çarpıyordu, tanrım şu an onun kutusundan yeni çıkarılmış bir oyuncak bebek olmadığına inanmak oldukça zor bir ihtimaldi.

"Kim Taehyung."

Adımı söylemişti, adımı onun ağzından duymak sıradışı bir şey gibi geliyordu.

"Lalisa Manoban."

Özgüvenli çıkmasına dikkat ettiğim sesimle konuştuğumda lisa konuşmasına devam etti:

"Bunca zamandır, aynı ortamlarda takıldığımız ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti, itiraf ediyorum.

Ayrıca Taehyung, Jungkook'un yüzüne attığın basketbol topu onun burnunu kırmış."

Son dediği şey ile gülmeye başladım, gerçekten Jungkook'a bir şey olması umrumda değildi, sadece lalisa'nın bunun farkına varmış olması komikti.

"Ah sktir et lalisa, peki benimle konuşmak istediğin şey nedir?"

Lalisa bir süre duraksadı sonra bana gelmemi işaret etti ve portreyi gösterdi.

"Resim konusunda, epey yetenekliymişsin Kim Taehyung. Gerçekten bir de beni çizince extra fevkalade olmuş. İşte Lalisa Manoban bunu beğendi."

Lisa açık sözlüydü ve eğer beğenmese patavatsızca bunu söylerdi, ama gerçekten tablomu beğenmiş olması beni daha da mutlu ederken onun yüzüne bakmaya cesaret edip konuşmaya başladım :

"Teşekkür ederim, peki sana sormak istediğim bir şey var, beni nasıl bulabildin?"

Lisa ufak bir kahkaha atıp kelimeleri ardı ardına sıraladı :

"Eski sevgilin jennie, bana taehyung'u neden rahatsız ediyorsun gibi mesajlar savurdu. Adını da söylediğine göre, seni tanıyorum taehyung."

İmalı ve histerik bir şekilde gülümsediği sırada içimde harekete geçmek isteyen dürtüye son veremiyordum, emindim ki, şu an onu öpsem, en azından bir kere bile onu hissetsem yeterliydi.

Ona yaklaştım, o da bana yaklaştı. Ve dudaklarımı onunkilere kenetlediğimde, hemen beni kabul etti.

Yavaşça, hissederek.

Yavaşça, hissederek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
,, i want to be your collarbone ,, 12:56 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin