middle of the night.

Episode 3 : Successful Alpha

merhabalar cümleten selamlar herkese

uzun bir zaman oldu bölüm atalı biliyorsunuz sınav haftası falan filan derken buralara uğramak biraz güç oldu ancak en sonunda bölümü bitirebildim

bu bölüm birçok şey için yeni bir kapı aralıyor, yani önemli bir bölüm olduğunu söyleyebilirim

eğer son bölümü hatırlamıyorsanız geriye dönüp tekrar okumanızı tavsiye ederim, ficte bir yeri kaçırmamanız adına iyi bir seçenek olur

ayriyeten spiderkook konulu ficime de göz atmak isterseniz profilimden ulaşabilirsiniz, ona buna yazdığım kadar hızlı bölüm yazamıyor olsam da yine de bana kalırsa şans vermeniz gereken türde bir fic (kendisi favori ficim olur)

bu bölüm için gerçekten iyi bir etkileşim almayı isterim, çünkü bana kalırsa hoşunuza gidecek şeyler var. bu yüzden yorum bırakmadan geçmeyin lütfen

keyifli okumalar dilerim

-

|Üçüncü Bölüm : Başarılı Alfa

 
“Eşsiz bir güzelliğin var, Taehyung."

Siyah bir boşlukta yankılanan o ses ile birlikte Taehyung gözlerini hızlıca açtı ve etrafına baktı. Derin nefesler almaya başlarken adımları fazlasıyla dengesiz bir biçimde ileri geri gidiyordu. Nereye gittiğini ve en önemlisi tam olarak nerede olduğunu bile bilmiyorken adımlarına nasıl bir düzen oluşturabilirdi ki? Ellerini saçlarının arasından geçirdi ve yeşil, parlak gözlerini aralık duran parmaklarına indirdi. Tuhaf bir şekilde parmaklarına bakmaya devam ediyorken nefes sesleri işitti. Sanki tüm duygularını en uç noktada yaşıyor ve tüm duyu organları en aktif biçimiyle ona hizmet ediyordu. Bu tuhaf hissi açıklamak için herhangi bir kelime bulamıyor olması bir yana sanki ritmik çarpan kalbinin atış sesleri, bulunduğu yere göre genişleyen ve daralan damarlarının içerisinde hızla akan kanının nasıl fokurdadığı kulağında yankı halinde duyuluyordu. Çalışan tüm organları, kafasında gezinen karışık ve anlamsız sesler birer birer anlam bulmaya başladığında bir yapbozu çözmeye yaklaşmış gibi harfler yan yana dizilmeye, kelimeler anlamlanmaya başlamıştı.

“Taehyung!”

İnleme şeklinde dökülen ismiyle birlikte gözlerini iri iri açan omega kalp atışlarının hızlanmasıyla beraber gözlerini parmaklarından çekti ve siyah boşluğa bakmaya başladı. Nefes sesleri kulağına daha net bir biçimde geliyordu ancak bir terslik vardı, önceden duyduğunun aksine şimdi iki kişinin hızlı hızlı alıp verdiği soluklar kulaklarına doluyordu. Hızla soluk alıp veren hırıltılı bir ses ile beraber farklı bir kişiden gelen derin ve acı mı yoksa başka bir duygu mu olduğunu anlayamadığı türden bir inilti işitiyordu. Bu iki ses birbirine karışarak uyumun en güzel halini oluşturduğunda Taehyung sertçe yutkundu ve midesini kaynatmak adına yola çıkan tükürüğünün genzinden kaya kaya gidişinin sesini işitti. Emin olamayarak ileriye doğru çekingen bir adım attığında sanki patlama noktasına ulaşmış gibi üzerine bastığı siyah bilinmezlik bir anda devasa bir cam parçasıymış gibi kırıldı ve cam kırıklarıyla beraber Taehyung boşluğa doğru düşmeye başladı. Çığlık atmak adına açılan ağzından bir türlü ses çıkaramıyor, yalnızca sessiz fısıltılarla yetiniyordu ses telleri. Vücudu ona ihanet ediyordu sanki.

Siyah boşluk bir anda anlam bulmaya, renkler kendisini belirgin hale getirmeye başladığında genç beden istemsiz bir şekilde gözlerini sımsıkı kapattı ve birkaç saniye o şekilde bekledi. Bu saçmalığın bitmesini, neler olduğunu anlamak istiyordu artık ancak kafası, gözlerini açtığı an daha da fazla karışmıştı. Açılan göz kapaklarıyla beraber yeşil, parlak gözleri loş ışığa birkaç saniye içerisinde alıştı ve görüş alanındaki şeylere teker teker bakmaya başladı. O an ise belirginliğini yitiren duyu organları sanki tekrar işlevini kazandı ve kulakları tekrardan işitmeye, gözleri tekrar net bir şekilde görmeye ve teni bir anda bulunduğu odanın sıcaklığına alışmaya başladı. O anda ise gözleri odanın içerisindeki sıkıcı eşyalardan uzaklaşarak asıl görmesi gereken yere doğru çevrildi gözleri. Arkasını dönüp geniş, yuvarlak yatağın üzerinde üst üste duran iki bedene baktığında gözleri ne kadar irileşebilirse o kadar irileşti ve dudakları hafifçe aralandı karşı karşıya kaldığı manzara eşliğinde. Bu denli şaşırmasının ise altında yalnızca tek bir neden yatıyordu.