Az önce ağzına kadar doldurduğum bardağı tek seferde kafama dikip bardağı geri yerine bıraktım. Bardağı tekrar doldurmak için şişeye uzandığımda, şişeyi boş görünce bir küfür savurdum.
Dolapta başka şişe bulabilir miyim diye kalktığım anda yeri boylamam bir oldu.
"Hay ananı."
Bu daha fazla içmemem için bir işarettir diye düşündüm ve telefonumu alıp sürünerek odama ilerledim.
Yatağıma varmadan aklıma gelen fikirle gözlerimi heyecanla araladım. E tamam üzgündüm ama neden krizi eğlenceye cevirmiyordum ki?
Az önce aldığım telefonu açtım ve arama bölümüne girip rastgele tuşlara basmaya başladım.
Çaldı, çaldı ve bir kadın sesi geldi.
"Alo?"
Sarhoş olduğumu belli etmemeye çalışarak konuştum.
"Alo merhaba iyi akşamlar. Ben sizi '..... entertainment'ten arıyorum. Başvurunuz onaylandı."
Karşı taraftan gelen çığlıkla telefonu elimden düşürdüm. Cidden bula bula başvuru yapan kızı mı bulmuştum? Olayı çevirerek telefonu kapattım. Bu eğlenceli değildi. Başka bir numara tuşlamaya karar verdim. Ama telefonu koltuğa fırlatıp götümle üstüne oturma fikri daha cazip gelmişti. Yaptım bende.
Telefon çalmaya başladığında panikle ayağı fırladım ama bir anlık baş dönmesiyle yatağa yüz üstü yapışmıştım.
"Alo?"
"Hassiktir! Dur dur kapatma bekle. Ananı sikeyim nerde bu telefon? Ya şimdi elimdeydi. Hehh götümün altındaymış. Nasıl girdi buraya bu?"
Karşıdan gelen gülme sesini duyunca doğruldum ve konuşmaya başladım.
"Komik olan bir şey mi var?"
Telefondaki kişi öksürüp ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
"Buyrun efendim, kimi aramıştınız?"
"Bana içki alsana ya bitmiş benimki."
"Pardon?"
"Sana pardon. İçki iste."
"Ben oraya gelemem belki ama sizi burada ağırlamayı çok isterim."
"Burada derken?"
"Beni nerenle aradın bilmiyorum ama sana aradığın içkiyi verebilirim."
"Valla mı?"
"Allah çarpsın."
Beleş içki bulmanın sevinciyle hıçkırmıştım. Buna karşılık telefonun ucundaki adam konuşmaya devam etti.
"Seuldeysen konum atıyorum sana."
"Seuldeyim ve bekliyorum."
Telefon kapandı ve çok geçmeden salladığım numaradan mesaj geldi.
Gelen konuma tıkladım ve neresi olduğuna baktım. 'Trunk Bar' diye bir yere aitti.
Kalkmayı denediğim an yeri boylamamla gidemeyeceğimi anladım fakat su an o bara her seyden çok gitmek istiyordum. Telefonu tekrar çıkarttım ve hızlı aramalardan rastgele birini aradim.
Çaldı ve hemen açıldı.
"Ah Jungkook. Naber?"
"Ah Namu sen misin?"
"Sen yine mi içtin? Evet benim."
"Ucundan içtim biraz. Beni bi yere götürmen lazım."
"Neyse ki şanslı adamsın. İşim yeni bitti beş dakikaya oradayım. İn aşağı."
