Ağlayışına şahit oldum birkaç kere, yanına gelip sana sarılmak istediğim çoğu kere.
Bugün sarhoşken evim geldin Jeon, kalın sesinle bana şarkı söyledin.
İçli içli ağlarken benim yanımda iyi hissettiğini söyledin.
Dizimde küçük hırıltılarınla uyudun. Saçlarını okşadım ve kokunu sonsuza kadar içimde kalmasını isterken içime çektim.
Sevgilin aldatmış seni. Ben seni sevmeye kıyamazken o seni seninleyken başkasına tercih etmiş...
Eğer benim değerimi bilseydin bunlar olmazdı belki ha?
"Lavinia" şiirini okudum sana, anlattım. Ölüm çiçeğini...
"Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsan ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Yine de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme, Lavinia
Adını gizleyeceğim.
Sende bilme, Lavinia."
Bu sözler bizi anlatıyor Jungkook. Daha doğrusu sen ve beni.
Geceyi hep çok sevmişimdir, gece yanıma geldin.
Eğer sana onun sevdiğini söylersem yalan söylemiş olurum, incinirsin.
Sana dur diyemem, biliyorum ki gideceksin.
Kendi hayatına ve kendi sevdiklerine. Yalnız kalan yine ben olacağım. Olsun, sen mutlu ol yeter bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dear jungkook ;
Fanfictionönemli olan bunlar değil şu iki soru, herkesi utandıracak ve haksız çıkaracak kadar iyi mi olacaksın? Yoksa her şeyden vazgeçip ölmeyi mi bekleyeceksin? * Lisa yıllardır Jungkook'a aşık, Jungkook bunu önemseyecek kadar umursamaz. 🥇#lalisamanobal
