Jeongin yavaşça merdivenlerden indi ve 2.katın tuvaletinde durdu. Yine onu bekliyordu adını bilmediği ama yanlışla tutulduğu çocuğu. Garip gözükmemek için ellerini yıkar gibi yapıp aynı zamanda aynaya bakıyordu.
Çocuk birkaç defa öksürdükten sonra ellerini yıkayıp çıktı.
3 ay önce
Jeongin spor salonundan çıkmış sınıfa doğru giderken daha yeni tanıştığı Bangchani görmüştü kimseyle konuşmak istemediği için şapkayı başına iyice geçirip yanlarından geçip gitti.
Bangchan'nin yanında biri olduğunu fark edince durdu ve çocuğa baktı güneşi andıran sarı saçları vardı, pembe büyük dudakları ve çok keskin bir çenesi.
bir yunan tanrısı gibiydi,
yüzyılımızda doğmuş bir yunan tanrısı gibi...
Bu kitabı hergün şarkı armağan ettiğim,sırasının üstüne sözler yazdığım ve bazen istemsizce gözlerinin içine baktığım çocuğa ithaf ediyorum