Bu Gazel, evet gördüğünüz bu dağınık evde masasının önünde kağıda bir şeyler yazan kişi Gazel. Hayatta hiçbir umudu kalmayan, kendi içine kapanmış olan bu aptal Gazel. Kendine yapayalnız ve sersefil bir hayat yaşatan kişi Gazel. Kendini sadece müzik, kitaplar ve harflere bağlayan kişi Gazel. Bir şeye değil bir kişiye ihtiyacı var. Onu cehennemden kurtaran tanrı gibi bu pislikten çekil alabilecek tek bir kişiye, Arden'e ihtiyacı var.
Günlerden Çarşamba yani bugün, Gazel yine mektubunu bitirdikten sonra mp3 çalarını, kulaklığını alıp masadan ayağa kalktı, ayağına çarpan buruşturulmuş kağıtları umursamadan mor çarşaflı yatağına doğru yürüdü ve yatağının üstündeki kirli çamaşırlarını yere ittirdi ve mp3 çalarından Lana Del Rey'den ''13 Beaches'' şarkısını açtı ve kulaklığını kulaklarına takarak kendini yatağına bıraktı. Kendini şarkının sözlerine bıraktığı an, gözünden dökülen yaş bir oldu.
Şarkının melodisi ve sözleri ile ruhunu dinlendirirken, gözlerinide göz kapakları dinlendirdi. Uykuya dalması ile vücuduna yayılan rahatlık Gazel'e uzun süren ama kısa hissettiren bir huzur vermişti. Gazel'in hayatında rutinleşmiş bir hayatsızlık vardı. Her gün genellikle aynı şeyleri yapıyordu, değişen şeyler sadece yazdığı mektuplar, okuduğu sayfalar, hayalini kurduğu sahneler ve dinlediği şarkılar oluyordu. Gazel hayatsızdı, Gazel'in hayatı Arden'di.
Böyle boş bir hayat yaşarken Arden'i görmek Gazel için aslında kötü bir şeydi. Çünkü ne zaman Arden'i görüyor olsa Arden kendi sevgilsiyle yan yana olurdu. Bunu görmek Gazel'in daha çok canını yakardı. Gazel kendi gözlerini çıkartıp atmak isterdi onları beraber gördüğünde. Arden'i kendi kafasında istediği kadar hayal etmişti zaten.
Gazel için en iyi rahatlama yöntemi Arden'e gidecek gibi mektuplar yazmaktı, Arden ile arkadaş olmaları kendini o mektupları vereceği gerçeğine inandırmasına yarıyordu. Uykusundan uyandığında masasının başına gitmek için ayaklandı. Kulağından düşen kulaklık ile dünyanın sessizliği ile baş başa kaldı ve ayağa kalktı. Masasına doğru ilerlerken gözlerinde hala uyku vardı. Uykusunu almıştı ama bir o kadarda almamıştı. Masasına oturdu ve çekmecesinden bir A4 kağıdı aldı. Kolunda oluşan morlukların nedeni neydi bilmiyordu ama bileğinin suçlusu oydu. Masasının üstünde uykulu bir şekilde zihninden şu kelimeler döküldü Arden'e;
''yanımda olduğun her anı seviyorum meleğim, hatırlıyor musun izlediğimiz filmi? imrendiğin meleklerin hiçbirinin güzelliği sende yoktu meleğim. sen cennetten bile düşemeyecek kadar kusursuzsun. hoş cennete kusurlularda girebilir affolursa ancak senin affedilmesi gereken hiçbir kusur yok, taşıdığın her şey harika, bir kusurun yanına yaklaşamazsın bile. o küçük kusur bile yanına gelemez senin. sen o kadar mükemmelsin. bir melek bile olamazsın, eşin benzerin yok güzelim. sen benim aşk olarak tanımladığım şeysin, hayatıma renk katan ışıksın, şafağa renk veren güneşsin. sen benim aşkımsın. o bahsettiğin cennetten 1 melek eksik olmalı çünkü sen benimlesin, hayatımsın. hayatımı ele geçiren içinde boğulduğum aşkımsın. kederimi unutturacak kadar kaybettiğim mantığımsın. çalmayı en sevdiğim melodisin, izlemeyi en sevdiğim sahnesin, dinlemeyi en sevdiğim şarkısın, okumayı en sevdiğim sayfasın. sen benim hayatımsın. eşin benzerin yok ama her şey sensin. yaşadığım her an, okuduğum her şey, dinlediğim her şarkı, çaldığım her melodi, konuştuğum her insan, yazdığım her harf, söylediğim her hece sensin. benim hayatım sensin. senin için uyanıyorum, yazıyorum, dinliyorum, çalıyorum, konuşuyorum. her şeyim senin için. ben sana bağımlıyım, sen benim morfinimsin. beni öldürüyorsun ama seni istiyorum.''
Ah Gazel'in bu mektubu yazarken iç çekişleri kendine olan nefretini belli ediyordu. Ne kadar düşmüştü bir aşk yüzünden. Bir insana bağımlı olmuştu resmen. Bunu kendine yakıştıramıyordu. Bu kadar düşmüş müydü gerçekten? Her şeyini bir adama bağlayacak kadar? Gazel yalnızdı. Konuşamayacaktı kimseyle bu konu hakkında, herkes onu yargılayacaktı. Gazel sadece aşıktı, amacı da Arden ile aşıklar olmaktı. Gazel'in kötü bir amacı yoktu. Kimseyi üzmek istemiyordu. Çünkü aşk acısının ne olduğunu biliyordu.
O esnada telefonunun ekranı parladı. Arden arıyordu. Arden onu daha önce sadece yanlışlıkla aramıştı, başka kimseyle telefonda konuşmayı sevmezdi ama Arden arasa açardı. Hemen telefona elini uzattı ve açtı;
+Alo?
-Alo, efendim? Bir şey mi oldu?
+Hayır, sadece napıyorsun merak ettim. Napıyorsun bu sıralar iyi misin bayadır konuşmuyoruz.
Yine sıcak mı yapacaktı Gazel'e ? Neyse çok düşünmeden cevap vermeliydi.
-İyiyim, öyle takılıyorum evde, sen napıyorsun iyi misin?
+Evet iyiyim, görüşmüyoruz bayadır. Yarın buluşalım mı?
-Olur buluşalım, nerede?
+Bilmem, evinin oradaki parka ne dersin?
-Sen ne dersen kabulüm.
+Tamam o zamann, yarın saat yedide parkta olurum ben.
-Tamam, bende orada olurum saat yedide, hoşçakal.
+Bir dakika, sen neden hep hoşçakal diyorsun?
-Bilmem, belkide görüşemeyeceğiz.
+Neden ihtimallere bu kadar takıyorsun ki?
-Bilmiyorum Arden.
+Oooo, ismimi kullandıysan bu ciddi demektir.
-Hıhıı, hadi görüşürüz.
+Görüşürüz.
Telefonu kapattıktan sonra Arden'in sesini özlediğini farketti Gazel. Dolabından bir kahverengi kumaş pantolon, bol bir yeşil kazak ve boynuna bir şal aldı. Bunları koridorunda bulunan ütü masasının üstüne koydu ve kilere doğru yol aldı. Ortadaki dolabı açıp içinden ütüyü aldı ve ütü masasının üzerine götürdü. Bütün bunları yaparken içinde bir çocuk gibi heyecan kıvılcımı vardı. Bu kıvılcımın kendisini Arden'in yanında daha çok ateşlenmemesini umuyordu.
Düşüncelerinin arasında ütüyü fişe tekmadığını hatırlayan Gazel, ütüyü fişe takmak için kabloya sonraysa prize uzandı. Fişi prize geçirdikten sonra ilk pantolonu ardından kazağını ütüleyip salondaki koltukların üzerine ütüsü bozulmasın diye serdi. O sırada esen rüzgarla camına vuran yapraklar sayesinde başını cama çevirdi Gazel. Havanın çoktan karardığını gördü ve Arden'e uykusuz görünmek istemediği için erkenden uyumak istedi. Odasına doğru giderken; prizde fişi unuttuğunu farketti ve içinden ''Ne kadar aptalım, bunu unutsaydım yarın burada olmayacaktım'' gevelemelerini geçirdi ve fişi prizden çıkarttı.
Sonrasında gelen rahatlık ile odasına doğru hızlıca gitti, gece lambasını açtı ve heyecanla yatağına girdi...İlk bölüm bu, eeee umarım sıkılmazsınız. Devamında kaosumsu bir şey yazmayı planlıyorum. İyi okumalar. Kısa bir şey oldu, hatamı sıradaki bölümde düzelteceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Littera
RomanceAşk neydi bilmem ama bu kitapta aşkı Gazel'den dinleyeceksiniz. Saf bir aşık olan Gazel ve onun ağzınden dökülen mektuplardan öğreneceğiz aşkı. Sonu ne olacaktı kim bilir? Ama Gazel, Arden ile birisi oluyordu. Arden yoksa Gazel de yoktu. ''Ben senim...