"İstemiyorum anne ne olur yardım et bana.İstemiyorum tanımadığım bir adamla evlenmek.Ben kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum neden anlamak istemiyorsunuz beni?Neden kendi ellerinizle beni ölüme sürüklüyorsunuz?Bu kadar mı nefret ediyorsunuz benden?Ben kitaplarımla yaşamak istiyorum anne.Kendi ölümüm kendi elimden olsun istemiyorum ne olur yardım et anne ikna et babamı.Dinlemiyor beni ne dersem diyeyim.Yapmayın bunu bana yapmayın ne olur."
"Kızım ben ne yapabilirim ki baban dinler mi sanki beni.Hem bak babanla ben de birbirimizi severek evlenmedik hatta birbirimizi tanımıyorduk bile ama bak ne kadar mutluyuz.Belki siz de seversiniz birbirinizi.Bu devirde kim evleneceği adamı seçebiliyor ki kızım.Birbirinizi tanıdığınıza şükredin.Hem bak saygın bir aile ailemizin gücüne güç katacak.Evlendikten sonra zamanla seversiniz birbirinizi."
"Delilik anne evlendikten sonra ne olacak biliyor musun?Nefret edeceğiz birbirimizden bir evde iki yqbancı olmayı bırak düşman olacağız anne ben buna izin veremem söz konusu sadece benim hayatım degil onun da hayatı ve ben iki hayatın kaybolmasındansa ölmeyi yeğlerim kusura bakma."diyip bir hışım sedirden kalktım.Hava almam lazımdı bu dam bana dar geliyordu artık nefes alamıyordum. Bugün akşam beni istemeye geleceklerdi ve babamda verecekti tıpkı bir mal gibi görüş bile beyan edemeden parmağıma kelepçe vurulacaktı bu gece.Ama kafaya koydum ben bu adamla evlenmem bir yolunu bulup kaçacağım. Şuan bile kaçabilirdim ama annem beni tanıdığı için babamın erlerinden birkaç tanesini peşime takmıştı.Hava kararmıştı artık eve dönmem gerekiyordu.Evde felaket bir telaş vardı hizmetli hatunlardan kimisi yemeklere kimisi temizliğe koşuşturuyordu.Annem beni görünce doğru odaya yolladı üzerimi değişmem için.Ama değişmedim olduğum gibi çıkacaktım istemeye.Gelmişlerdi bozdâğlar ailesi.Altay amcayla babam sedire oturdular kadınlarsa aşağı doğru oturduk.Yemekler yendi sohbetler edildi. Sıra isteme faslına geçildi.Annem kahve yapmak için beni mutfağa yolladı.Olabildiğince ses çıkarıyordum vaz geçsinler diye.Kahveleri bilerek döktürdüm ve dağıtmaya başladım.Babamın buz gibi bakışları üzerimdeyken konuşmaya başladı:"kızım keşke kahvenin birazınıda fincan da bıraksaydın"dedi ve güldü ama bu gülüş sonra görüşeceğiz gülüşüydü tanıyordum babamı.Babama karşılık Altay amca:"olur öyle şeyler Süleyman kızın eli ayağına dolaşmış heyecandan."dedi.Amacı beni rahatlatmak olsa da istemiyordum korusun istemiyordum vaz geçsinler istiyordum bu evlilikten .Ama onlarda hiç öyle bir niyet yoktu.Gecenin sonunda yüzüğümü takmışlardı.Sadece bana çünkü Aybars kendi sözüne bile gelememişti padişah savaş zamanı olduğu için tehlikedeydi ve o da onu korumak için kalmak durumundaydı.Bir hafta sonra nişan yapılacaktı ve bir aya kalmadan da evlenecektik.Sahi o neden kabul etmişti.Bir hafta dolmuştu ama Aybars nişanına bile gelmemişti kendi kendime nişanlanıyormuş gibi hissediyordum.Aslında onu gormeyide istemiyordum görürsem olay çıkarırdım kendimi tanıyordum.Bir sürü hediyeler gelmişti nişanda ama hiç birine dokunmamıştım hissediyordum bu hediyeler bana ait değildi.Zaman çabuk geçiyordu bir ay dolmuştu evlenecektik .Herkes beni odada gelinliğimi giyiniyorum biliyorken ben camdan aşağıya atlamıştım.Sanırım ayağımı kırdım ama onunla ilgilenecek kadar vaktim yoktu.Dün bıraktığım ata vurdum ve koşmasını sağladım o koşerken bende evin arkasında kitap okumak için kaçtığım kimsenin bilmediği kayalıkların oraya saklandım.Kaçtığımı farkettikleri an atın peşine takıldılar.Bense tam tersi istikamette kaçmaya başladım.Uçurum gibi bir yere gelmiştim bir köprü vardı ucu bucağı görünmüyordu aşağısı ise denizdi.Köprü sağlam gözükmüyordu üzerinde yürümeye korkmuştum ama arkamdan sesler geliyordu.Babam dı bu:"İşte orada geberteceğim onu elime bi geçsin geberteceğim."diyordu.Köprüden geçmek dışında başka seçeneğim yoktu.Koştum düşeceğimi düşünmeden koştum.Nasıl olur köprü kısalmış mıydı yoksa ben koştuğum için mi bilemedim mesafeyi.Köprunun ucunda bir kız vardı bana benziyordu tıpatıp aynımdı.Kız bana kucağını açtı sarılmam için.Ben de koştum ona doğru.Kıyafetleri başka bir aleme aitti sanki o başka bir aleme aitti acaba köprüden düştüm de cennete mi gittim bilemedim.Ama yinede kıza sarıldım kocaman.
___________________________________________
Nefes nefese uyandım bu nasıl bir rüya abi anlamıyorum ki tam bir haftadır aynı rüyayı görüyordum.Huzursuz bir biçimde kalktım elimi yüzümü yıkayıp kahvaltıya indim.Annem mükellef bir sofra kurmuştu.Bugün seçim günü olduğu için okçuluk dersim iptal olmuştu .O yüzden rahat rahat kahvaltımı yapıyordum.Annem:"Betin benzin atmış kızım iyi misin?Yoksa gene aynı rüyayı mı gördün.Hayır anlatmıyosunda rüyanı merak ediyorum ne gördüğünü seni neyin böyle etkilediğini"deyince bende rüyamı anlattım."Çok kitap okuyorsun sonra böyle saçma sapan rüyalar görüyorsun neymiş rüyanda kendi kendine sarılıyormuşsun bak kitapların hepsi birbirine girmiş gördün mü ?"dedi annem."Ben de seni annecim ben de seni" diyip evden çıktım.Yürürken Furkanı aradım iki gündür iş gezisine gittiği için konuşamamıştık ve ben onu özlemiştim.Telefonu meşgule attı ardından mesaj geldi Furkandan dı
_Yeni uyandım sevgilim kahvaltı bile yapmadan toplantıya gideceğim ben sana sonra dönerim.Seni seviyorum.
+Tamam sevgilim günaydın kolay gelsin ve görüşürüz
+Ben de seni seviyorum.
Yazıp gönderdim.Sonra Barlas'ı aradım hemen açtı"Ne istiyorsun kızım sabahın köründe it gibi uykum var,sabah bari sal beni bi ya"diyip sustu "Ben olduğumu nereden bildin lan"dedim gülme sesi geldi"kızım bu saatte hangi dengesiz arar beni başka"dedi"Aa ne sabahın körüsü ayol saat 12oldu 12 "dedim"Derdin ne Büşra derdin ne "dedi ciddi değildi sesinden belliydi amacı beni kızdırmaktı şerefsiz işte.Şerefsiz merefsiz ama seviyordum kardeşim gibiydi .Hatta abim gibi.Telefondan cevap geldi sanırım konuşmayı unuttum"Kızım öldün mü cevap versene"diyip güldü.Ben de " Ya ya ne demezsin öldüm şuan cesedimle konuşuyorsun.Neyse ben seni bugün Beşiktaş'a gidelim diye aradım"dedim"Beşiktaş da napcan biz daha oraya girmeden paramız biter lan"dedi."Orada halam var annem düğün davetiyesi vermeye yolladı"dedim"Senin zengin halan vardıda ben niye bilmiyorum" dedi"Uzatma ben sariyerdeki mavi kafedeyim gel beni al "dedim ve yuzune telefonu kapadım.Eminim epey sinirlenmişti ama yarimsaate kalmadan geldi .Bana öfkeyle bakıyordu elimle öpücük atıp arabasına bindim.Önce oy vermeye Hatemoğlu Ortaokuluna gittik orada oy verdikten sonra halamlara geçtik Barlas bizim ust sokakta oturuyordu o yüzden aynı yerde verebilmiştik oyumuzu .Halam davetiyeyi verdikten sonra bizi cay icmeden salmadı.Barlas'ın canına minnet hemen halamın getirdiklerini yemeye başladı."Az yavaş ye yavaş boğulacaksın"dedim.Halam gülerek"Sanane çocuktan sen ye oğlum sen ye bakma bu dengesize"dedi.Sohbet sohbeti açtı derken hava kararmıştı.Barlas'a gidelim diye kaş göz yaptım.O da hemen anladı"Halacım biz bidaha gerelim yoksa yeter teyze beni gebertecek alfın kızımı geri getirmedin diye"diyip güldü.Halamda gulerek "Tamam oğlum selam söyleyin annenize oturmayida bekliyorum"diyio bizi geçirdi.Arabaya binip giderken bi araba önümüze direksiyon kırdı.Barlas sinirlenirken ben şaşkın şaşkın arabanın plakasına bakiyordum.Bu Furkan'ın plakasıydı iyi de burda ne işi vardı.Ankara'da iş gezisinde olması gerekiyordu.Barlas'a "Hemen arabayı takip et"dedim.Barlas arabayı takip etmeye başlarken"Noluyor kızım filmlerdeki gibi araba takip etmeler falan "dedi.Cevao vermedim.Furkan bir otelin önünde durmuştu.Otelin valesi kapıyı açınca güzel bir kadın arabadan indi Furkan'ın sekreteriydi.Ardından Furkan da indi arabadan vale arabayı götürürken kadın Furkan'ın koluna girdi.Ben de peşlerinden girdim,otel güvenliği hemen beni durdurdu"Hanımefendi otele girişiniz var mı giriş yapmadan içeri giremezsiniz "dedi.Kendimden emin bir şekilde güvenliğe döndüm restoran kısmında görünen kadını göstererek "Arkadaşım yemeğe davet etti isterseniz gidip birlikte sorabiliriz"dedim guvenlik bir bana bir kadina bakti emin olamadı ve bana eşlik etti.Kadının yanına geldiğimizde "Hanfendi sizinle birlikte yemek yemeye geldiğini iddea ediyor buz de kendisine eşlik ettik Hande hanım "dedi.Adının Hande olduğunu öğrendiğim kadın bana baktı ve gülümseyerek "Çok beklettin beni acaba kovdurtsam mı seni"diyip ekledi"Hanfendi arkadaşım gidebilirsiniz "dedi.Kadına minnetle bakarak teşekkür ederim dedim ve masaya oturdum. Bakışlarım direkt Furkanların masasına kaydı"Sanırım karşı masadaki adam yüzünden burdasın"dedi başımı olumlu anlamda salladım"Kendisi nişanlım olur.Bana yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederim"dedim.Her ne kadar yüzüne bakmasamda sesimden anlamıştı samimi olduğumu.Furkanla asistanı öpüşüyordu bildiğimiz dudak dudağa.Şoka uğramıştım kadının elini tutup asansöre bindiler daha kapı kapanmadan Furkan kızın eteğinin altından kalçalarına getirmişti ellerini oradan nasıl çıktığımı nasıl taksi çevirdiğimi bilmiyorum.En son taksimetreye baktığımda ödeyebileceğim miktarı geçmek üzereydim.Taksiyi durdurup indim içinden ve yürümeye başladım nerede olduğumu bilmiyordum telefonum kapalıydı dahası nereye gideceğimide bilmiyordum.Sadece yürüyordum.Uçurum gibi bir yere geldim köprü vardı ucu bucağı görünmüyordu.Aşağıda ise deniz vardı.Ama İstanbul'un bu bölgesinde böyle bir yer yoktu.Bana nereden tanıdık geliyordu ozaman bu görüntü.Tabi ya rüyam burası rüyamdaki yerdi. Rüyamda hatırlamadığım nokta karşıda bana sarılmak için kucak açan kızında aglamasıydı ve üzerindeki kıyafet şuan üzerimde olan kıyafet o kız ben miydim?Peki o an duygularını hissettiğim kız bana sarılan kız kimdi.Kafayı mi yiyordum anlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Ve Gelecek Arasında Köprü
FantasyRüyalar geçmiş ve gelecek arasinda açılan kapılar mıdır?