Günlerdir çıkmadığı yataktan sabahın erken saatlerinde kalktı Harry. Başından geçen ayrılık yüzünden bir haftadır yemek yemek, tuvalete gitmek ve ağlamak dışında hiçbir şey yapmıyordu.
Ayrıldığı insanı çok sevdiğinden de değildi bu. Kendine zarar veren bir insan olduğunun farkındaydı o da. Ya da devam eden ilişkinin onu kötü etkilediğinden. Bütün bunlar sadece belli bir alışkanlığı olduğu içindi ve bunu üzerinden atmakta güçlük çekiyordu.
Fakat artık bunun yeterli olduğuna karar vermişti. Daha fazla onu hiç sevmeyen biri için ağlayıp kendini perişan etmeyecekti.
Sıcak bir duşun onu her zaman rahatlattığına inanmıştı. Bu yüzden o sabah uyanır uyanmaz yaptığı ilk şey kendini duşa atıp uzun süre orada kalmak olmuştu.
Günlerdir yüzünü yıkamaya dahi üşenmişken kendine gerekli özeni göstermek isterdi.
'Belki saçlarımı böyle sever.' düşüncesiyle aldığı saç kremini güzel buklelerine sürdü.
'Bu koku hoşuna gidebilir.' diyerek hevesle kullanmayı beklediği vücut kremini cömertçe tenine yaydı.
Devam etmek için yeterli gücü toplandığında tazelenmiş bir şekilde uzun süredir sadece tost veya sandviç gibi basit şeyler yaptığı mutfağa girdi.
İlişkinin başından beri maruz kaldığı 'Çok fazla kilo aldın.' 'Kendine biraz dikkat et.' söylemleri yüzünden kendini aç bıraktığı her güne inat tezgahın üzerine bir sürü malzeme çıkarıp birşeyler yapmaya koyuldu.
Bütün bunları aşacaktı. Aşmalıydı.
.
Louis, telefonunu eline aldığında bataryasının bitmek üzere olduğunu fark etti. Fakat bu pek de umrunda değildi. Termosuna koyduğu cömert miktarda kahveyi kavrayıp evden çıktı.
Tanıdık yerlerden geçerken birkaç komşuya başıyla selam verdi. Fakat bu adımlarını daha fazla hızlandırmasına sebep olmuştu çünkü kimseyle iletişim kurmak istemiyordu.
Otoparkta park halinde olan arabasına ulaştığında ise yerleşip elindekileri bıraktıktan sonra hızla çalıştırdı ve onu boğan bu yerden biraz olsun uzaklaşmak için sürdü.
Önündeki yol uzayıp giderken zihninden hiç çıkmayan düşünceler üşüşmüştü yine. Güzel bir işi vardı. İyi bir evi, arkadaşları, ailesi... Dışarıdan bakıldığında Louis'nin hayatında hiçbir eksiği yoktu.
Fakat o, kendisini büyük bir boşluğun içinde hissediyordu. Bu hayatı onun için anlamlı kılan, onu gerçekten mutlu eden hiçbir şey yoktu.
Uzay boşluğunda gibi hissediyordu kendini. Oradan oraya savruluyor fakat bir yere varamıyordu. Öylece sürükleniyordu işte...
Tatil gününde bütün bunlar onu git gide ele geçirmeye başladığında ise biraz kafa dağıtmak için şehrin içinde uzun zaman önce keşfettiği bir yere gitmeye karar verdi.
Bütün bu kalabalıktan uzak bir yerdi burası. Ağaçların ve yeşilliklerin sakladığı küçük bir su birikintisinin karşısında oturup günü orada geçirmek istiyordu.
Binaların ve insanların kirletmediği, hatta biraz abartırsa ondan başka kimsenin bilmediğini düşündüğü bir yerdi şimdi hızla ulaşmak için arabanın gazına yüklendiği o yeşillik alan.
Önündeki dar yol uzayıp giderken düşündü ve düşündü.
Kendini toplaması gerekiyordu. Bunu yapmalıydı.
.
Harry hasır örme bir sepetin içine hazırladığı ve mutfağının her tarafını enfes kokutan yiyecekleri doldurdu. Kendisi için fazla olduğunu biliyordu ama bunu düşünmek istemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Accident//L.S one-shot
FanfictionLondra'nın en ıssız yolunda kaza yapmak olmayacak bir şeydi fakat kader bu imkansız kazayı mümkün kılmıştı. Telefon sinyalinin çekmediği bir yerde çalışmayan iki arabayla baş başa kalan Harry ve Louis'nin düşündüğü tek şey yaşadıkları bu talihsizli...