TANITIM :
İnsanlar sevmediği biriyle neden evlenir ki ? Aile zoru ? Sana aşık olan erkek zoru ? Benimki ikiside değil " anne " zoru. Evleneceğim kişiyi ilk kez görücem çünkü nişanlanıyoruz.
Merhaba ben Darcy. 19 yaşındayım ve annemin zoru ile tanımadığım hatta görmediğim biri ile evleniyorum. Babam ben küçükken gemi ile seyehat ederken kaybolmuş herkesin hafızasına öldü diye geçti fakat ben biliyorum , hissediyorum o yaşıyo. Babam şimdi yanımda olsaydı açlıktan ölse bile beni asla sevmediğim biri ile evlendirmezdi. Herneyse küçük bir aile restereonında garson olarak çalışıyorum annemin bacağı sakat bu yüzden bize ben bakıyorum. Annemde zengin bir aile çocuğu ile evlenirsem hayatımızın düzeleceğini düşünüyor. Ama ben öyle düşünmüyorum.
" Bugün nişanlanıyorsun Darcy ! Lütfen güzel kıyafetler giyin. Yada şu beğenmediğin ama benim beğendiğim elbiseyi giy o çok güzel ! " Anne sağır değilim ! Diye kulağının dibinde bağırmak isterdim ama bu saygısızca olurdu. " Tamam anne. " Dedim ve odama çıktım. Bu hayatta en fazla önem verdiğim şey saygıdır. Ağzıma bugüne kadar en fazla " Salak " birazda " mal ve aptal " kelimelerini almışımdır. Dolabımdan şort ve üzerine " Evlenmek istemiyorum. " yazan bir tişörtümü çıkardım. Belki bu anneme mesaj olarak gidebilir. Kıyafetlerimi üzerime geçirip aşağı inmemle evin dolduğunu fark etmem bir oldu. Bu kadar misafire ne gerek var ki ? Altı üstü sevmediğim biri ile nişanlanıcam. Sanırım birde tanımadığım kişilere " Hoş geldiniz. " diyemem. Su içmeye giderken annemin bir erkek ile konuştuğunu fark ettim. Sanırım bu oydu yani nişanlanacağım kişi. Annem parmağı ile beni işaret etsede gülümseyerek bahçeye çıktım. Evin kenarına oturdum şuan hıçkırarak ağlarsam beni bağışlayın lütfen. O sırada evden kapının kapanma sesi geldi. Annemin yanıma geleceği korkusu ile yüzleşirken nişanlanacağım kişi olduğunu tahmin ettiğim çocuk yavaşca bana doğru geldi. ve gülümseyerek " Nişanlanacağım kişi ile tanışmalıyım diye düşündüm. " Dedi. Tepki vermediğimi ve vermeyeceğimi anladığından sanıırm cümlesine devam etti. " Bak ben ailelerimizin arasında geçen anlaşmayı bilmiyorum beni suçlama. " Dedi gülümsedim. Onun suçu yoktu evet. Ağzımdan sadece 2 kelime çıktı " Ben korkuyorum. " Bu sefer o gülümseyerek yanıma geldi " Korkmana gerek yok aramızda hiçbir şey olmayacak. " Tekrar gülümsedim. Bu sefer daha da yakınlaşıp elini yanağımda gezdirdi. Bu daha demin aramızda bir şey olmayacak dememiş miydi ! ? " Kime aşıksın ? " Dedi. " Hiçkimseye. " Dememle " Yapmaa ! Söyle lütfen her ne olursa olsun sizi birbirinize kavuşturucam. Gülümsemeni görmek benim hoşuma gidiyo. " " Zayn , Zayn Malik. " İlk biraz tedirgin olsada sonra yüzüne tekrar gülümseme ekleyerek " Söz veriyorum. " Dedi.
1. Bölüm :
Sanırım onun isteğide benim acı çekmem idi !
Bazıları hikayelerinde kendilerini yansıtır , bazıları ise susar ve kendi hikayesini yazar. Sanırım ben hikayemde kendimi yansıtıcam. Ben neden kendi hikayemi yazamıyorum ki ? Tek bildiğim hikayemi yazamadığım. Bugün evleniyorum ve elimden gelen tek şey sandalyemde oturup bir kaç kurabiye kaçırıp yemek. Sonrada annemin azarını işitmek. Ve bence bu çok zevkli. Yok 2. Garfield değilim. Belkide öyleyimdir.
" Biraz neşelen ... " " ... Lütfen. " Annemin sesi ile son kurabiyemi yere düşürdüm. Sessizce kurabiyemi yerden alıp masanın üzerine koydum , arkamı döndüm annemin o sevimli surat ifadesine baktım ve sesimi çıkarmadım. Susmak her şeyi anlatır. Susmak dünyanın en güzel şeyidir. Susmak çok şey düşündürür bla bla. Ama bu sefer bunu başaramadım. Ağzımdan sadece çok şey anlatan iki kelime çıktı. " Seni seviyorum. "
Ve o iki kelime bazen pişmanlıklar yaratır. Çok sevdiğim annem onu sevdiğimi söylediğimde bana şunları söyledi " Zayn'i düşünmeyi bırak artık ! Senin için korkuyorum hastasın sen ! " Sizce pişman olmalı mıyım ? Bence olmalıyım. Be..-n küçükken hep oyuncak oyuncak tabaklarıma çay koyar anneme götürürdüm. Güler ve ben üzülmeyeyim diye oyuncak tabaklardan içerdi çayını ne ara bu kadar değişti ? Ben hala o kızım. Oyuncak tabaklarına çay koyan annesini hala çok seven şapşal kız. Tek kelime etmeden bahçeye çıktım. Küçük bir papatya vardı kapının önünde papatyayı elime aldım. O sırada annemin bana bağırdığını fark ettim. " Aptal bu kız ben diyorum size.. ! Darcy ! Darcyy ! Darcy !! " Arkamdan avaz avaz bağıran annemi dinliyordum. Onu duymuştum ve o bana aptal demişti. Umrumda olmamış gibi davranarak en azından deneyerek " Efendim anne ? " Dedim. " Kuaföre gitmemiz lazım gidelim artık ! " Dedi. Kafamı sallayıp annemin peşine takıldım. Her şey onun istediği gibi olucaktı. Onun isteğide sanırım benim acı çekmem idi.
Rujum az sürülmüşse ne olmuş ?
Katalog dan annem seçti saçımı , gelinliğimide o seçti. Ben dışında herkes seçmişti benimle ilgili şeyleri. Ve şimdi annem rujumu az sürdüler diye kuaför ile kavga ediyor. Sonuç : Biraz daha ruj sürüldü.
Çok geç , artık ben evliyim.
Amcamın babamın yerini tutabileceklerini sanıyorlar. Ama tutar mı ? Baba neden gittin ki ? Geliceksin biliyorum ama neden şimdi gelmiyorsun ? Sana ihtiyacım var baba .. İsteksizde evlenecek olduğum şu adamın yanına neden sen değilde beni amcam götürüyor ? ...
Ve ben şimdi neden " Evet " dedim ? Evlimiyim peki ya şimdi ben ? Kahretsin , evet evliyim.
