G.G3

4 11 3
                                    

        Öfkeyle kaşlarımı çatıp cevap verecekken Nurgül Hanım bonus kafanın yanına geldi."Oğlum ne oldu sana ne bu hal?" Geldiği gibi yere çocuğun yanına çöktü.Başını dizlerinin üstüne koyup vücudunu kontrol etmeye başladı.O sırada babamda merdivenleri çıkıp yanıma geldi.

    "Kızım iyi misin?Bir şeyin yok değil mi?"Bakışlarımı yerde yatan çocuktan ayırıp babama iyiyim diye  başımla onayladım.Bonus kafa bir yandan inileyip bir yandan annesine bir şey anlatırken beni gösterdiğini farkettim.Onu dikkatlice dinleyince ağlamaklı bir sesle beni şikayet ettiğini anladım.

    "Anne bu kız merdivenlere pusu kurup bana çelme taktı.Bacağımı ve kolumu kırmış olabilirim.Kim bunlar?"dediğinde nefret eder gibi gözlerini bana çevirdi.Anneside bana kaşlarını çatıp bakınca suçlandığımı anladım.Tam ağzımı açacakken arkamdan bir kapı tüm hızıyla çarptı.Hepimiz aynı anda arkaya döndüğümüzde yataktaki kızın aheste aheste indiğini gördük.Deri pantalon ve kısa kropuyla kazınmış saçları birbirini tamamlamış kolundaki dövmeleride üstüne mum dikmişti.Elindeki uzun deri ceketi yerde sürünürken yanımızdan umursamazca indi.Hatta bonus kafanın üstünden basmadan geçip ona göz bile kırptı.Biz hala onu amaçsızca izlerken dış kapıdan çıkıp gitti.Biz ne yaşadığımızı sorgularken aniden gelen çığlık sesiyle irkildik.Çocuk yattığı yerde barım barım bağırıyordu.O bağırırken şaşkın gözlerle babama dönüp olayı anlatmaya başladım.

     "Baba inan ben çelme takmadım ona.Sadece merdivende oturmuş gözüm kapalı müzik dinliyordum birden ne olduğunu anlamadım.Galiba beni görmedi ve bana takılıp benimle birlikte yuvarlandı."Bir solukta anlattığım şeyleri aşağı doğru baktığımda Nurgül Hanım'da dinliyordu.Ben onlara bakınca başını oğluna çevirdi.Sonra cebinden telefonu çıkarıp ambulans çağırdı.

     İki saat sonra hastaneden geri dönmüş babamla salonda oturuyorduk.Bonus kafayı götürdüğümüzde fazla birşeyi olmadığını düşme sebepli eziklerinin olduğunu öğrenmiştik.Bir serum ve koluna bandaj takıp gerisin geriye bizi eve gönderdiler.Onun bağırmalarına bakarsak biran ölüyor bile sanırdınız.Velveleci bonus.Bu arada çocuğun adınıda öğrenmiştim.Atilla.Halbuki tipi Atilla 'dan çok Berkecan gibiydi ama neyse.Babam yerdeki krem renk halıyı ayağıyla ileri geri eşelerken birden bana döndü.

     "Güliz çocukla konuşup özür dileyip geçmiş olsun demeni istiyorum.Tamam mı kızım?"

   Ne?

    Karşı çıkmak istesemde kabul etmeyecek inkar kabul etmeyecek bir tavrı vardı.El mecbur boyun eğdim.Bu eve geldiğim dakika yeterince olay yaşatmıştım biraz sakinleşsek iyi olurdu."Tamam babacığım sen merak etme az sonra çıkarım."Babam uysal halimi görünce bana sarılıp başımı öptü.Benim için onun mutlu olması herşeyden ve herkesten önemliydi oyüzden bu evde göze batmayacaktım.

       Merdivenleri çıkıp ilk önce hastaneden geldikten sonra bana verdikleri odaya girdim.Odadaki banyoda elimi yüzümü yıkayıp havluyla kuruladım.Banyodaki aynada kendimi görünce birazdan çocuğun odasına gideceğim aklıma geldi ve havluyu ağzıma kapatıp sinirle çığlık attım.Birde yalancı köpekten özür dileyecektim.Banyodan çıkıp bavulumdan bol bir kazak ve gri polar altımı çıkarıp hızla giydim.Aynadaki halim bu evde yaşayan bir kızdan çok ekmek almaya giden mahalle kızına benziyordu ama neyse.Başka türlü rahat edemiyordum sonuçta babaannem büyütmüştü beni.Özellikle bol olan giysiler benim favorimdi.Saçlarım omuzlarımda olduğu için siyah lastikle at kuyruğu yapıp topladım.Yüzüme tekrar bakınca yeterince esmer olan tenime ne yapsamda güzel görünmeyeceğine karar verdimGerçi güzel olmayada niyetim yoktu.Odanın kapısını açıp hemen yan odamda kalan bonus kafanın kapısının önüne geldim.Sabah ki resim gözümün önüne gelince gözlerimi kapatıp başımı sağa sola salladım.İlk gördüğüm şeyin çocuğun ve kızın çatalı olması başımı sallasamda gözümün önünden gitmedi.Derin bir of çekip kapıyı hafifçe tıklattım.İçeriden ses gelmiyordu.Bir kez defa bu sefer daha hızlı tıklatıp başımı kapıya dayasamda hala daha ses yoktu.Kapının koluna elimi koyup yavaşça aşağıya doğru bastırınca kapı açıldı.İlk önce başımı sokup kontrol edeyim derken kapı son hızla açıldı.elim kapının kolunda sendeleyerek içeriye girdim.Arkamı döndüğümde kulağında kulaklık kapıyı açmış bir bonus kafayla karşılaştım.Ya da namı diyar Atilla.

     "Ne istiyorsun?"Ben daha kendimi toparlamadan sorduğu  soru beni afallattı.Hayır ben senden ne isteyebilirim acaba..
Ağzıma dolu dolu küfürler gelsede geriye yuttum.Boğazımdaki küfürü yani gıcığı temizleyip yüzüne çevirdim bakışlarımı.

    "Sana geçmiş olsun demeye geldim.Ve.."Hala kapının kolundaki eli ve aşağıya sarkıttığı yüzüyle bana boş boş bakıyordu.Karnına dirseğimi geçirip çıkmak vardı ama yinede sabır dileyip sözümü bitirdim."Ve senden özür dilerim.Merdivende oturmamam gerekirdi."Hala ve hala kapının kolundaki eli ve aşağıya en aşağıya sarkıttığı yüzüyle tepkisiz bana bakıyordu.Bir tepki vermesini beklerken kapıyı ardına kadar açıp bana dışarıyı gösterdi.Bende eğilip neyi gösteriyor diye dışarıya baktığımda ukala tavrıyla konuşmaya başladı.

   "Bittiyse odamdan çıkabilirsin."Yerimden doğrulup sinirle suratına baktım.Ben ayağına kadar gelip özür dilemişken bana tek kelime etmeyip üstüne odasından kovuyordu.Sinirim tepeme ve hatta tepemdende yukarı çıkınca ellerim titremeye başladı.Onun farketmemesi için parmaklarımı yumruk yapıp ona doğru yürüdüm.Kıvırcık ve uzun olan saçları gözlerini kapatsada,boyu benden uzun olsada önünde durup nefretle aşağıdan gözlerine baktım.Gözlerimin alev alev yandığına emindim.Oysa çenesini yukarıya dikmiş gözleriyle tepeden bana bakıyordu.Sonra gözleriyle dışarıyı gösterip çıkmamı ima etti.Sakin ol Gül sakin.Onu yüzünden başlayıp aşağıya kadar süzüp çıplak ayaklarına geldiğimde tekrar gözükmeyen gözlerine baktım.Tam çıkarken dönüp tükürür gibi konuşup odama doğru yürüdüm.

     "Pislik bonus kafa.."

    
   

GÜL GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin